Başarılı ve mutlu bir yaşamın sırrı, hayat sizi yere düşürdüğünde kendinizi ayağa kaldırabilmenizdir. Peki bunu nasıl başaracağız? Zihnen güçlü insanların ortak özellikleri bize yol gösterici olabilir.
Motivasyon konuşmacısı ve Proctor and Gamble’ın eski yöneticisi Scott Mautz, yakın zamanda en başarılı insanların zihinsel olarak en dayanıklı kişiler, yani duyguları düzenleyebilen, düşüncelerini ve davranışlarını kontrol edebilen kişiler olduğunu söyleyen bir kitap yazdı.
Bay Mautz, liderlerin zihinsel olarak nasıl güçlü hale geldiğini araştırmak için otuz yıl harcadı ve onların altı temel faktöre güvendiklerini belirledi:
Güven
Metanet
Cesurluk
Karar verme
Hedefe odaklanma
Mesajlaşma.
Mautz, bu faktörlerin yanı sıra, her gün kendinize söyleyebileceğiniz, zihinsel dayanıklılığınızı artıracak, her gün daha fazla tekrar ekleyen bir halterci gibi bilinçaltınızı güçlendirecek ve sizi zorluklara göğüs germeye hazırlayacak altı cümlenin olduğunu söyledi.
Başlangıç olarak, eğer kendinize güveniniz yoksa, Mautz CNBC için zihinsel olarak güçlü insanların düzenli olarak ‘Ben yeterliyim‘ ifadesini kullandığını yazdı .
Güven elde edilmesi zor olabilir. Ancak Öğrenme ve Performans Enstitüsü’ne göre, yüksek düzeyde özgüven bildiren kişilerin, özgüveni olmayan kişilere göre profesyonel ve kişisel olarak daha iyi durumda oldukları kesin olarak biliniyor.
12.000’den fazla erkeğin verilerini içeren 2008 tarihli bir araştırma , kendine güvenen insanların, kendine daha az güvenen insanlara kıyasla yılda ortalama 28.000 dolar daha fazla kazandığını ortaya çıkardı.
Farklılıklara veya kendinizde algıladığınız zayıflıklara bakmak yerine, sizi benzersiz kılan şeyin aslında başarınızı artırabileceğine inanmaya başlayın.
Mautz şunları yazdı:
‘Yapabileceğiniz tek karşılaştırma, gerçekten alakalı olan, bugün olduğunuz kişi ile dün olduğunuz kişi arasındadır. Gerçekten önemli olan tek soru büyüyüp büyümediğinizdir. Acıya veya zorluklara ne kadar iyi dayanabildiğinizin bir ölçüsü olan metanet, zihinsel olarak güçlü liderlerin ikinci temel direğidir.’
Mautz’un zor durumlarla karşılaştığınızda cesaretinizi artırmak için kullanmanızı önerdiği ifade şu: ‘Bu aksilik ne gibi olasılıklar sunuyor’.
Bir aksiliği bir fırsat olarak yeniden çerçevelemek, yenilgiyi kabul etmek daha kolay olsa bile, beyninizi bir sorun üzerinde çalışmaya ikna etmeye yardımcı olabilir.
Örneğin, bir son teslim tarihini kaçırdığınız için patronunuz tarafından azarlandıysanız, doğal olarak üzülebilirsiniz. Ancak, bu tür çatışmaları öğrenme potansiyeli olarak görebilirsiniz – gelecekte ne yapmamanız gerektiğini öğrenmek, bir çalışan olarak genel performansınızı iyileştirebilir.
Dayanıklılıktan sonra, Mautz zihinsel olarak güçlü insanların cesur bir çizgiye sahip olduğunu söyledi. Bunu en iyi yansıtan ifade şudur: ‘Kendime büyük hayaller kurmama izin veriyor muyum?’
Bu sorunun cevabı hayırsa, o zaman kendinize daha hırslı düşünme izni vermeyi, beş ya da 10 yıl boyunca kariyer veya kişisel hedefler koymayı düşünebilirsiniz.
Mautz, iddialı hedeflere ulaşabileceğinize inanmanın, bu hedeflere gerçekten ulaşmanın en önemli ilk adımı olduğunu söyledi.
CNBC yazarı, ‘Büyük hayaller kurmanıza izin verildiğine, sizin gibi insanların başına büyük şeyler gelebileceğine inanmanız gerekiyor’ diye yazdı.
Sonra, karar verme becerilerinizi keskinleştirmenizi önerdi. Bu kategoride başarılı olmak için, zihinsel olarak güçlü insanlar genellikle kendilerine şunu sorarlar: ‘Kararsızlığın maliyeti nedir?’ – veya hiç karar vermemenin.
Connecticut ve Maryland’de özel muayenehaneler yürüten psikolog Dr. Martin Self ve Sally Winston’a göre kararsızlık, düşük özgüven, başarısızlık korkusu veya kaygı gibi altta yatan sorunların bir işareti olabilir .
Dr. Self ve Winston, bir kararı gereğinden fazla düşündüğünüzde fırsatları kaçırabileceğinizi, kötü bir durumda sıkışıp kalabileceğinizi, akranlarınız tarafından geride bırakılabileceğinizi ve sevdiklerinizi hayal kırıklığına uğratabileceğinizi yazdı.
Karar vermede zorluk yaşamak, iş veya kişisel yaşamınızda sizi daha az başarılı hale getirebilir ve her iki ortamda da karşınıza çıkan zorluklara karşı sizi daha az dayanıklı hale getirebilir.
Bu riskleri akılda tutmak, etkili karar vermenin önemli olduğunu hatırlamanıza yardımcı olabilir ve kararsızlığa yol açan ayrıntılara takılıp kalmaktan kaçınmanıza yardımcı olabilir.
Daha sonra Bay Mautz, zihinsel olarak güçlü insanların neyi kontrol edip neyi kontrol edemeyecekleri konusunda gerçekçi bir görüşe sahip olduklarını söyledi.
Değerli zihinsel enerjinizi kontrolünüz dışındaki faktörler hakkında endişelenerek harcamak, tüm potansiyelinizi elinizdeki göreve adamanızı engeller.
Bu kişilik özelliğini güçlendirmek için şu soruyu sorabilirsiniz: ‘Kontrol edilebilir olanı kontrol ediyor muyum?’
Örneğin, yaklaşan bir etkinlik için hava durumu hakkında endişelenmek verimli değildir çünkü doğa ananın ne yapmaya karar vereceğini kontrol edemezsiniz. Ancak karşınıza çıkacak her şeye hazırlıklı olduğunuzdan emin olmak için şemsiye veya vantilatör siparişi vermek gibi diğer faktörleri de kontrol ettiğinizden emin olabilirsiniz.
Son olarak, Mautz’un önerdiği son cümle, zorlu günlük görevleri minnettar olduğunuz şeyler olarak yeniden çerçevelemenizi sağlar. Kendinize, ‘Bunu yapmak zorunda değilim; bunu yapabilirim‘ derseniz, daha fazla zihinsel sağlamlığa doğru çalışmaya yardımcı olabilirsiniz.
Mautz, şunları yazdı: ‘Bu tek kelimelik yeniden çerçeve, minnettarlığın kilidini açar ve işinizin görevleri sizi yıprattığında kendinizi yeniden enerji dolu hissetmenizi sağlar.
Önünüze konulan görevler konusunda kendinizi daha olumlu hissettiğinizde, bunları coşkuyla yerine getirme ve etkili bir şekilde uygulama olasılığınız daha yüksek olur.’
Kaynak: MUSTAFA BAYGIN/ÖZEL HABER
