Yumurtalık, tarihe ışık tutuyor

Asırlar önce bir Makedonya kolonisi tarafından liman şehri olarak kurulan Yumurtalık, Roma devri boyunca imparatorların uğrak yeri ve donanma üssü olarak kullanıldı. Kuruluşundan itibaren Osmanlı hâkimiyetine kadar Romalılar, Persler, Bizanslılar, İlk İslam fetihleri, Haçlılar, Ermeniler  ve Memluklular hâkimiyetinde kalan Yumurtalık, tarihi kayıtlara Aigeai Antik kenti olarak geçti. 

Büyük İskender’in kurduğu, adına sikkeler bastırılan ve mitolojiye göre tanrıları kendine hayran bırakan Yumurtalık, antik dünyanın değerli liman şehri ve Roma’nın stratejik bakımdan en önemli donanma üssü oldu. 1266 yılından 1347 yılına kadar defalarca Memlukluların saldırısına uğrayıp tahrip edilen şehir, sıkça yıkılıp yeniden düzenlendi.

Günümüzde deniz kenarında ve denizin içerisindeki kaleler, ünlü gezgin Marko Polo’nun uzun bir deniz yolculuğundan sonra Asya’da karaya ilk ayak bastığı iskele, bazı bölümleri toprak üstünde kalan Roma dönemine ait bazı kalıntılar ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde denizden gelebilecek tehlikelere karşı yaptırılan gözetleme kulesinin bulunduğu Yumurtalık, hemen her köşesinde insanların görebileceği Roma ve Bizans döneminden kalma antik sütun ve taşlarla adeta açık hava müzesi hâlini aldı.

Marko Polo’nun, kayıtlarında ‘Laizzo’ ve ‘Ajezzo’ diye bahsettiği Yumurtalık’taki tarihi eserler, bunlarla sınırlı kalmayıp, kazı ve sondaj çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan mozaiklerle daha da zenginleşti.