Solar3GW, ‘Türkiye Güneş Enerjisi Sektöründe İstihdam’ raporunu açıkladı

‘Türkiye’de her yıl güneşte en az 3 GW kurulu güç’ misyonuyla yola çıkan düşünce kuruluşu Solar3GW, ‘Türkiye Güneş Enerjisi Sektöründe İstihdam’ raporunu açıkladı. Raporda, yenilenebilir enerji kaynakları içinde en fazla büyüme potansiyeline sahip olan güneş enerjisinde istihdam inceleniyor.

Solar3GW, ‘Türkiye Güneş Enerjisi Sektöründe İstihdam’ raporunu açıkladı
Yayınlama: 13.06.2024
Düzenleme: 13.06.2024 13:29
A+
A-

‘Türkiye’de her yıl güneşte en az 3 GW kurulu güç’ misyonuyla yola çıkan düşünce kuruluşu Solar3GW, ‘Türkiye Güneş Enerjisi Sektöründe İstihdam’ raporunu açıkladı. Raporda, yenilenebilir enerji kaynakları içinde en fazla büyüme potansiyeline sahip olan güneş enerjisinde istihdam inceleniyor.

‘Türkiye Güneş Enerjisi Sektöründe İstihdam’ raporuna göre lisanslı YEKA ve depolamalı GES projeleri güneş enerjisi sektöründe istihdamı arttıracak
İş gücü devamlılığı ve artışı, güneş enerjisi yatırımlarının önündeki engellerin kaldırılmasına bağlı
Büyümesi kaçınılmaz olan güneş enerjisi sektörünün en önemli sorunu ‘nitelikli iş gücü’, ihtiyaç üniversiteler tarafından yeterince karşılanamıyor

‘Türkiye’de her yıl güneşte 3 GW kurulu güç’ misyonuyla yola çıkan düşünce kuruluşu Solar3GW, ‘Türkiye Güneş Enerjisi Sektöründe İstihdam’ raporunu açıkladı. Bugün İstanbul’da düzenlenen toplantıda tanıtılan raporda, yenilenebilir enerji kaynakları içinde en fazla büyüme potansiyeline sahip olan güneş enerjisinde istihdam inceleniyor.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Solar3GW Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan, güneş enerjisi sektörünün hem elektrik üretimi hem de genel olarak sektörün değer zincirinde yarattığı istihdam potansiyeliyle enerji dönüşümüne liderlik eden stratejik önemde bir kaynak olduğunu belirtti. Yenilenebilir enerjiye geçiş hızlandıkça güneş, hidroelektrik ve rüzgar arasındaki kurulu güç ve buna bağlı olarak istihdam rekabetinin artacağının altını çizen Turhan, şunları kaydetti: ”Solar3GW, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin her yıl en az 3GW güneş enerjisini sisteme dahil edebilecek potansiyeli olduğunu söylüyor. Bu gerçekleştirildiğinde Türkiye’nin istihdamına önemli katkı sağlanacak. Sektörümüz 2015 yılında ivme kazanmaya başlayınca, önce halihazırda oturmuş bir sektör olan inşaattan istihdam desteği aldı, ardından kendi iş gücünü yetiştirdi. İlk yıllarda özellikle proje geliştiren, ekipman tedarik eden ve kurulum yapan taahhüt firmaları istihdam konusunda söz sahibiyken sektörün gelişmesiyle birlikte denetim, üretim ve yazılım gibi alanlar da istihdama önemli oranda katkı sağladı. Lisanssız projeler ise geçmişte olduğu gibi sektörel istihdama katkıda bulunmaya devam edecek. Ancak bundan sonra lisanslı YEKA ve depolamalı GES projeleriyle önemli bir iş gücü talebi doğacak.”

Raporu hazırlayan Solar3GW Genel Sekreteri Özge Özeke ise sektörün büyümesi ve gelişmesiyle birlikte yetişmiş iş gücüne ihtiyacın da arttığını vurguladı. Özeke, “Ancak bu paralel gelişim, her zaman sağlıklı bir şekilde yürümüyor. Bu nedenle sektörel iş gücünün nitelik ve nicelik açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi ve eksiklerin saptanması gerekiyor. Enerji dönüşümünün baş aktörü olan güneş enerjisi sektörü, bir yandan artan kurulu güçle birlikte kurulum ve üretim alanındaki talebe cevap vermeye, diğer bir yandan da yetkinlik ve teknolojilere adaptasyon anlamında kendini tamamlamaya çalışıyor” diye konuştu.

Yatırım engelleri kalkınca istihdam artacak

Raporda, 2023 itibarıyla güneş enerjisi sektörünün yaklaşık 37 bin kişiye istihdam sağladığıaçıklandı.Bu sayının, kamu, dağıtım şirketleri, belediyeler ve alt yükleniciler tarafında çalışanlar da eklendiğinde, en az yüzde 10-15 daha fazla olacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de şimdiye kadar sektörel iş gücünün yetişmesinde itici güç, lisanssız elektrik üretim projeleri oldu. Bu projeler, 2019 öncesi ticari motivasyonla hayata geçirilen yatırımlar iken, 2019 sonrasında öztüketim odaklı, ağırlıklı olarak ticari ve endüstriyel segmentte gerçekleştirilen projeler olarak nitelik değiştirdi.Çalışmada, güneş enerjisi sektörünün yıldan yıla tutarlı gelişiminin sağlanmasının, yatırımların önündeki engellerin kaldırılmasına bağlı olduğu belirtiliyor. Yatırım hedeflerinin belli bir hızda gerçekleşmesiyle iş gücünün devamlılığı sağlanacağı ve niteliğinin de gelişip korunacağı vurgulanıyor.

Konutlarda güneş enerjisi kullanımına özellikle dikkat çekilerek Türkiye’nin konut segmenti uygulamalarında yüksek potansiyeli olduğu ancak bu segment desteklenmediği için gelişme gösteremediği ifade ediliyor. Bu segmente teşvik ve destek verilmesi halinde yapılacak kurulumlar ile küçük ölçekli yerel firmaların artacağı, bunun da bölgesel istihdama katkı sağlayacağı belirtiliyor. Bununla birlikte raporda, ‘Konut kaynaklı istihdamın artışı, dağıtık üretimin önemli bir parametresi olarak MW başına olan istihdamı da yükseltecek’ ifadesine yer veriliyor.

Dünyada, en fazla kurulum ve bakım iş kollarında işe alımlarda güçlük yaşandığı ve ilk sebebinin sektör odaklı bilgi birikimi eksikliği olduğunun ifade edildiği rapora göre Türkiye’de de güneş enerjisindeki kurulu güç hedefleri ve potansiyeli düzenli bir şekilde gerçekleşmesi söz konusu olduğunda kurulum ve bakım işlerinde benzer bir açığın ortaya çıkacağı söyleniyor.

Türkiye’de güneş enerjisi sektörü istihdamında, teknik uzmanlık ve yenilikçi teknolojilere adaptasyonun istihdam gelişiminde önemli odak noktaları olarak ön plana çıktığı vurgulanıyor. Bataryalı depolama teknolojilerinin GES teknolojilerine entegre bir şekilde ele alınmasıyla birlikte tasarım, kurulum, bakım ve onarım konularında detaylı teknik bilgi ve uygulama becerilerine giderek daha fazla ihtiyaç duyulacağı belirtiliyor. Halihazırdaki iş gücü nicelik olarak yeterli ancak nitelik olarak ihtiyacı karşılamıyor. Bazı güneş enerjisi projelerinin sıradan ve sadece fiziki montaj gerektiren kurulumlar olarak ele alınması, nitelik sorunun önde gelen sebepleri arasında. Ayrıca bir sertifikasyon olmaması, kurulumlarda çalışacak kişilerin seçiminde finansman sorunları yaşanması, kimi dar bütçeli projelerde iş yetkinliği ve tecrübe aranmaması diğer sebepler.

Yine rapora göre üniversiteler de nitelikli eleman sorununa yeterince çözüm olmuyor; son yıllarda açılan yükseköğretim programları yetersiz olduğundan, kurulumlarda, ön ve yan hizmetlerde görev alacak nitelikli ara ve teknik elemanlar yetiştirilmiyor. Ayrıca meslek liselerine olan ilginin azalmasıyla sektörün bel kemiği olan ara eleman açısından istihdam sorununun yaşandığı, istihdam edilse dahi yetkinlik yönünden eksiklikler göze çarpıyor. “Güneş enerjisi çalışanlarının temiz enerji bilinciyle yetiştirilmesi, gerekli teknik ve mekanik bilgi ile donatılması, kamuya açık eğitim ve geliştirme programlarının hizmete sunulması, bu sektörde elde edilen sertifika ve lisanslara bölgesel ve küresel düzlemde geçerlik tanınarak işçilerin dolaşımlarının temin edilmesi, iş gücünün verimliliği açısından önem taşımaktadır” deniliyor.

Çalışmada, güneş enerjisi sektörü iş gücündeki sorunların, kamu-sivil toplum kuruluşları-özel sektör iş birliği ile giderilebileceği vurgulanıyor. Bunun için güneş enerjisine bakış açısının değişmesi, bu kaynağın iklim değişikliğiyle mücadeledeki ve enerji dönüşümündeki önemli rolünün göz önünde bulundurulması gerekiyor. Sektörün önde gelen şirketleri kamuyla işbirliği halinde hazırlayacakları eğitim ve yeteneklendirme programları ile nitelikli iş gücünü yetiştirmekte katkı sağlayabilir. Raporda, nitelikli iş gücü kadar ‘yeniden yeteneklendirme’nin (reskilling) de güneş enerjisi sektörü istihdamında önemli rol oynacağı ifade ediliyor. Yapılan araştırmalara göre fosil yakıt alanında çalışan birçok işçi, güneş enerjisi sektöründeki iş gücü boşluğunu doldurabilmek için gerekli uzmanlaşma ve yeteneğe sahip. Bu alanda çalışan işçiler, kısa süreli yeniden yeteneklendirme eğitimleri ile temiz enerji iş gücünü çeşitlendirebilecek hale getirilebilir.

Kaynak: HABER MERKEZİ

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.