Dünya genelinde soykırım yapan İsrail’e karşı protestolar: Gazze ve Lübnan’a destek

Gazze saldırılarının birinci yıl dönümünde, dünya genelinde binlerce kişi İsrail’in soykırım politikalarına karşı sokaklara döküldü. İşte detaylar ve protestolardan öne çıkanlar.

Dünya genelinde soykırım yapan İsrail’e karşı protestolar: Gazze ve Lübnan’a destek
Yayınlama: 05.10.2024
A+
A-

Dünya genelinde, İsrail’in Gazze Şeridi ve Lübnan’daki saldırılarına karşı artan tepkilerle birlikte, binlerce kişi sokaklara çıkarak Filistin’e desteklerini dile getiriyor. Gazze saldırılarının birinci yıl dönümünde, birçok ülkede düzenlenen protestolar, uluslararası kamuoyunda İsrail’in politikalarına karşı büyük bir ses yükseltiyor.

Protestoların Yükselişi

İngiltere’de, Gazze’deki saldırıların birinci yıl dönümünde yapılan gösteriler, ülkede büyük bir katılımla gerçekleştirildi. Yüz binlerce kişi, Londra’daki Russell Meydanı’nda toplanarak, acil ateşkes ve İngiltere’nin İsrail’e silah satışını durdurma çağrısında bulundu. Göstericiler, yaklaşık 3 kilometrelik bir güzergahı takip ederek, Başbakanlık Ofisi’nin bulunduğu Downing Sokağı’na kadar yürüdü.

Eski İskoçya Bölgesel Başbakanı Hamza Yusuf da, gösterilere katılarak, Filistin destekçileriyle birlikte yürüdü. Yusuf, konuşmasında bu tür protestoların neden nefret yürüyüşü olarak nitelendirildiğini sorguladı ve “Bu insanlar milletimizin vicdanını temsil etmek için toplandı” dedi.

İngiltere’deki Gösteriler

Gösteriler sırasında eylemciler, “Nehirden denize Filistin özgür olacak”, “Elini Gazze’den çek, elini Lübnan’dan çek” ve “Hemen ateşkes” gibi sloganlar attı. Yürüyüş boyunca, Filistin destekçileri arasında bazı İsrail destekçilerinin karşı eylem düzenlemesi dikkat çekti; ancak polis ve organizatörlerin aldığı önlemler sayesinde herhangi bir olumsuz durum yaşanmadı.

Yürüyüşün sona erdiği Downing Sokağı girişinde kurulan platformdan, Filistin’in İngiltere’deki Misyonunun Başkanı Büyükelçi Hüsam Zomlot, yaptığı konuşmada, “Son bir yılda geçen her an İsrail bir savaş suçu işlemiştir” dedi. Zomlot, 76 yıldır süren etnik temizlik ve soykırımın altını çizerek, “İsrail’in sonsuz işgalden başka bir gelecek vizyonu yok” ifadelerini kullandı.

Hollanda’da Protesto Gösterileri

Hollanda’da ise her hafta düzenlenen Filistin’e destek eylemleri, bu hafta Dam Meydanı’nda binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti. Eylemciler, Hollanda, ABD, İngiltere ve Almanya gibi Batılı hükümetlerin İsrail’e verdiği desteği eleştirerek, Lübnan’da süren savaşın sonlandırılması için uluslararası kurumların harekete geçmesini talep ettiler.

Denk Partisi Meclis Grup Başkanı ve Milletvekili Stephan van Baarle, Hollanda’nın da aralarında bulunduğu birçok Batılı hükümetin, Filistin’de yaşanan soykırımın suç ortağı olduğunu belirtti. Protestocular, “Nehirden denize kadar Filistin özgür olacak” ve “Ateşkes, şimdi” yazılı pankartlarla yürüdü. Müzeler Meydanı’na ulaşan göstericiler, burada yaptıkları konuşmalarda, “Özgür Filistin”, “Özgür Lübnan” ve “İsrail bombalıyor, Hollanda ödüyor” sloganları attı.

Malezya’daki Destek Yürüyüşleri

Dünya genelinde sürdürülen bu destek yürüyüşleri Malezya’da da devam etti. Başkent Kuala Lumpur’da, “Jalan-jalan Filistin” adı altında düzenlenen gösteride, katılımcılar Filistin ve Lübnan’a desteklerini dile getirdi. Bu etkinlik, BDS Malezya koalisyonu tarafından her hafta düzenleniyor ve önemli sayıda katılımcıyı çekmeye devam ediyor.

Protestoların Sebepleri

Dünyanın dört bir yanında gerçekleşen bu gösteriler, yalnızca Filistin topraklarındaki çatışmaları değil, aynı zamanda uzun süredir devam eden insani krizleri de gündeme taşıyor. Protestolar, toplumların İsrail’in politikasına karşı duyduğu rahatsızlığın bir ifadesi olarak ortaya çıkıyor. Birçok insan, İsrail’in uyguladığı politikaların, uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve Filistin halkına yönelik bir soykırım gerçekleştirdiğini savunuyor.

Gösteriler, ayrıca toplumların bu konuda daha fazla bilinçlenmesine de yardımcı oluyor. Birçok kişi, medya aracılığıyla bu meselelerin daha fazla görünür hale gelmesini sağlıyor. Sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlar, dünya genelinde bu duruma karşı duyarlılığın artmasına katkıda bulunuyor.

Hükümetlerin Tepkileri

Protestoların büyümesi, bazı hükümetlerin tepkilerini de beraberinde getiriyor. Özellikle Batılı ülkelerde, halkın bu konudaki rahatsızlığı, hükümetlerin dış politikasına yönelik eleştirilerin artmasına neden oluyor. Birçok eylemci, hükümetlerinin İsrail’e verdiği destekten vazgeçmelerini talep ediyor ve bu konuda uluslararası toplumun harekete geçmesini bekliyor.

Hükümetlerin bu tür protestolar karşısında nasıl bir tutum alacağı merakla bekleniyor. Bazı ülkeler, bu tür gösterilerin önünü almak için yasalar çıkartmayı ya da güvenlik önlemlerini artırmayı hedefleyebilir. Ancak halkın talepleri, değişen uluslararası dinamikler ve insan hakları konusundaki hassasiyet, bu tür yasaklamaların karşısında durabilir.

Sosyal Medya ve Bilinçlenme

Günümüzde sosyal medya, bu tür protestoların organize edilmesi ve duyurulmasında büyük bir rol oynuyor. Twitter, Instagram ve Facebook gibi platformlar, aktivistlerin görüşlerini paylaşmalarına, çağrılar yapmalarına ve gösterilere katılacak kişilere ulaşmalarına yardımcı oluyor. Bu platformlar sayesinde, dünya genelinde insanlar, Filistin’deki durumu yakından takip etme fırsatı buluyor.

Sosyal medya, protestoların sadece yerel değil, uluslararası bir boyut kazanmasına da olanak tanıyor. İnsanlar, kendi ülkelerinde yapılan eylemleri desteklemek için online platformlar aracılığıyla seslerini duyuruyor. Bu durum, uluslararası dayanışmanın ve birlikte hareket etmenin önemini artırıyor.

Filistin’in Geleceği

Filistin meselesi, sadece bölgesel bir çatışma değil, aynı zamanda küresel insan hakları açısından da kritik bir öneme sahiptir. Eylemciler, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkını savunuyor ve bu hakka saygı gösterilmesini talep ediyor. Filistin’in bağımsızlığı, yalnızca bu topraklarda yaşayanlar için değil, tüm dünya için bir adalet meselesi olarak görülüyor.

Kısa Vadeli ve Uzun Vadeli Çözümler

Gözler, uluslararası kuruluşların bu meseleye nasıl bir yaklaşım sergileyeceğine çevrilmiş durumda. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi kuruluşların, Filistin’deki duruma dair alacakları kararlar, gelecekteki gelişmeler açısından belirleyici olabilir. Uzun vadede, kalıcı bir barış için her iki tarafın da masada yer alması ve samimi bir diyalog geliştirmesi gerekiyor.

Kısa vadede ise, ateşkes çağrıları ve insani yardımların artırılması gibi acil çözümlerin bir an önce devreye girmesi bekleniyor. Savaşın getirdiği yıkım ve insani kriz, bu tür adımların ne denli elzem olduğunu gözler önüne seriyor. Barış sürecinin hızlanması için, uluslararası toplumun bir araya gelerek etkili adımlar atması gerektiği ifade ediliyor

 İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki saldırılarına karşı dünya genelinde yükselen sesler, bu konudaki rahatsızlığın ne denli derin olduğunu gösteriyor. Protestolar, sadece bir anlık tepki değil, aynı zamanda uzun süredir devam eden bir adalet arayışının parçası olarak değerlendiriliyor.

Filistin halkının özgürlük mücadelesi, dünya genelinde birçok insan tarafından destekleniyor. Bu destek, sadece uluslararası arenada bir güç oluşturmakla kalmayıp, aynı zamanda Filistin’in haklı davasını da duyurmak amacıyla sürdürülüyor.

Kaynak: ANADOLU AJANSI

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.