İsveç’te yapılan en son araştırmanın sonuçlarına göre, doğum sırasında depresyon tanısı alan kadınların ileriki yaşamlarında kalp sorunları yaşama riskinin neredeyse iki katına çıkabileceğini ortaya koydu.
Doğum sonrası depresyon ve hamilelik sırasındaki depresyonu da içeren perinatal depresyon tanısı alan kişiler, yüksek tansiyon da dahil olmak üzere kalp sorunları açısından daha yüksek risk altında olabilir; sonrasında 20 yıla kadar kalp hastalığı ve kalp yetmezliği.
İsveçli araştırmacılar, on yılı aşkın bir süredir kadınları takip eden bir çalışma yayınladıklarında, doğum sırasındaki depresyon ile uzun vadeli kardiyovasküler hastalık riski arasındaki bağlantının ‘büyük ölçüde bilinmediğini’ söyledi.
Avrupa Kalp Dergisi’nde yayınlanan çalışma, 2001 ile 2014 yılları arasında perinatal depresyon tanısı alan yaklaşık 56.000 kadına ilişkin verileri inceledi.
Onların bilgileri, aynı dönemde bebek sahibi olan ve perinatal depresyon tanısı konmamış neredeyse 546.000 kişiyle eşleştirildi.
Kadınlar ortalama 10 yıl boyunca izlendi, bazıları tanı konulduktan sonra 20 yıla kadar izlendi.
Perinatal depresyonu olan kadınların yaklaşık yüzde 6,4’üne, takip sırasında kardiyovasküler hastalık tanısı kondu; depresyon tanısı konmayan kadınlarda ise bu oran yüzde 3,7’ydi.
Araştırmacılar, perinatal depresyon tanısı alan kişilerde takip döneminde kardiyovasküler hastalık riskinin yüzde 36 arttığını buldu.
Doğumdan önce depresyon tanısı konan kadınlarda risk yüzde 29 arttı.
Doğum sonrası depresyon teşhisi konanların kalp hastalığına yakalanma ihtimalinin yüzde 42 daha yüksek olduğunu buldular.
Yazarlar, sonuçların hamilelikten önce depresyon geçirmemiş kadınlarda ‘en belirgin‘ olduğunu söyledi.
Yüksek riskin tüm kardiyovasküler hastalık türlerinde bulunduğunu belirterek, kadınlarda iskemik kalp hastalığı, kalp yetmezliği ve yüksek tansiyon gelişme ihtimalinin arttığına özellikle dikkat çektiler.
Kaynak: MUSTAFA BAYGIN/ÖZEL HABER
