Kaygılı biri misiniz? Dikkat Alzheimer olabilirsiniz

Avustralya’da yapılan yeni bir araştırma, kaygıyla yaşamanın aynı zamanda bir kişinin bunama hastalığına yakalanma riskini de önemli ölçüde artırabileceğini buldu.

Kaygılı biri misiniz? Dikkat Alzheimer olabilirsiniz
Yayınlama: 28.07.2024
A+
A-

Son 10 yılda anksiyete bozukluğu teşhisi konulan 60 yaş üstü yetişkinlerin, bu rahatsızlığa sahip olmayanlara göre bunama geliştirme olasılığının yaklaşık üç kat daha fazla olduğu bulundu.

70 yaşından önce anksiyete teşhisi konulanların ise bunama geliştirme olasılıkları yedi kat daha fazla olduğu için, bu oranlar daha da kötüydü.

Ekip, bunun, akıl hastalığı olan hastaların sigara içmek ve kötü beslenmek gibi bunamaya yol açtığı gösterilen riskli davranışlarda bulunma olasılığının daha yüksek olmasından kaynaklanabileceğini düşünüyor .

Bazı kanıtlar kaygının stres hormonlarının aşırı seviyelerine neden olduğunu, bunun da beyinde iltihaplanmaya, toksinlerin salınmasına ve bilişsel işlevlerin yavaşlamasına yol açarak bunamaya yol açtığını ileri sürüyor.

Çalışma , zihinsel sağlığın bilişsel bozukluğa bağlı olabileceğini öne süren giderek artan araştırmalara bir yenisini ekliyor .

Araştırmacılar şunları yazdı: ‘Bildiğimiz kadarıyla bu, kaygının sürekliliğinin (kronik, çözülmüş veya yeni oluşan kaygı) ve kaygıya maruz kalma zamanlamasının demans riski üzerindeki etkisini değerlendiren ilk çalışmadır. Bu sonuçlar kaygının demans için değiştirilebilir bir risk faktörü olma olasılığını ve kaygının zamanında yönetilmesinin demans riskini azaltmaya yardımcı olduğunu göstermektedir.’

Araştırma nasıl yapıldı?

Araştırmacılar 60 yaş üstü 2.132 katılımcıyı değerlendirdi. Çoğunluğu (%53) kadındı. Çalışmaya katılan Avustralyalıların çoğu en azından bir meslek okulu eğitimi almıştı ve tütün içme geçmişleri vardı.

Katılımcıların ortalama yüzde 62’si haftada bir ila dört arası alkollü içecek tüketiyor. Hastalar yaşa göre üç gruba ayrıldı: 60-70, 71-80 ve 81+. Katılımcıların ortalama yaşı 76 idi.

Kaygı, çalışmanın başlangıcında (1. dalga) ve beş yıl sonra (2. dalga) bir kez ölçüldü.

‘Kronik’ anksiyetesi olan hastalar deneyin başında ve sonunda semptomlar gösterdiler, başlangıçta sadece anksiyetesi olanların ise ‘çözüldü’ anksiyetesi vardı. Bu arada, sadece sona doğru semptomlar gösteren hastaların ‘yeni’ anksiyetesi vardı.

10 yıllık çalışma süresi boyunca katılımcıların yaklaşık yüzde üçünde bunama gelişti ve yüzde yedisi öldü.

Araştırmacılar, kronik kaygı bozukluğu olan katılımcıların bunama geliştirme olasılığının ortalama 2,8 kat daha fazla olduğunu, yeni kaygı bozukluğu yaşayanlarda ise bu olasılığın 3,2 kat daha fazla olduğunu buldu.

Kaynak: MUSTAFA BAYGIN/ÖZEL HABER

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.