Bugün, Gazze’de yaşanan katliamın birinci yılı. İsrail ordusunun bir yıl boyunca sürdürdüğü saldırılar sonucunda yaklaşık 42 bin Filistinli hayatını kaybetti, 100 binden fazla kişi yaralandı.
Gazze’nin büyük bir kısmı yerle bir edilirken, nüfusun çoğunluğu yerinden edildi. Gazze Şeridi, kanlı saldırılarla harap bir hale geldi.
İsrail’in bir yıl süren saldırılarında kadınlar, çocuklar, sağlık çalışanları ve insani yardım gönüllüleri hedef alındı. İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılarda 17 bini çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere yaklaşık 42 bin Filistinli katledildi. 100 bin Filistinli yaralandı, binlerce kişi ise kayıp.
Saldırılar, Gazze’de hiçbir yerin güvenli olmadığını bir kez daha gösterdi. Gazzelilerin büyük bir çoğunluğu, defalarca evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bugün, her 10 Gazzeliden 9’u yerinden edilmiş durumda ve Gazze’de güvenli bir sığınak bulmak imkansız hale geldi.
Gazze’de sağlık sistemi de ağır darbe aldı. İsrail saldırılarında 885 sağlık personeli ve 83 sivil savunma görevlisi hayatını kaybetti. 162 sağlık kuruluşu, 131 ambulans ve 34 hastane İsrail tarafından hedef alınarak hizmet dışı bırakıldı. Kuzey Gazze’deki hastanelerin 24 saat içinde kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirildi.
İsrail’in Gazze Şeridi’nde katlettiği Filistinliler toplu mezarlara gömüldü. Nasır ve Şifa hastaneleri yakınlarında bulunan toplu mezarlar, saldırıların korkunç boyutlarını gözler önüne seriyor.
İsrail, yalnızca bugünü değil, Gazze’nin geleceğini de hedef aldı. Gazze’deki en büyük tüp bebek merkezi vurularak 5 binden fazla embriyo yok edildi. Bu saldırı, 30 yıldır çocuk sahibi olmayı bekleyen yüzlerce Gazzeli çiftin umutlarını da yok etti.
İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü saldırılar, Gazze’deki okulları, ibadethaneleri ve Filistinlilerin kültürel hafızasını da hedef aldı. 190 okul ve üniversite, 814 cami ve 3 kilise saldırılar sonucu yıkıldı. Arkeolojik alanlar ve tarihi mekanlar ise büyük zarar gördü.
Bir yıl boyunca İsrail, uluslararası hukuku hiçe sayarak saldırılarına devam etti. Dünyanın gözü önünde insanlık değerleri ayaklar altına alınırken, uluslararası toplum ise bu zulme sessiz kalmayı sürdürüyor.
Kaynak: HABER MERKEZİ
