Toplumun güvenliğini sarsan cinayet ve cinsel istismar olayları, hukuk sisteminin yetersizliği tartışmalarını alevlendirdi. Bu kapsamda, daha ağır cezalar arayışında olan vatandaşlar, hadım cezası gibi tartışmalı cezaların uygulanıp uygulanmayacağını merak ediyor. “Hadım edilmek ne demek? “Hadım cezası kimlere verilir?” soruları Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından yanıtlandı.
Son dönemde gündeme gelen cinsel istismar vakalarıyla birlikte, hadım yasası konusu yeniden tartışılmaya başlandı. Adalet Bakanı Tunç’un yaptığı açıklamalar, bu konudaki yasal boşlukları ve olası düzenlemeleri gündeme getirdi. Hadım etme işlemi, cerrahi veya kimyasal yöntemlerle gerçekleştirilebilen bir tıbbi müdahale olup, Türkiye’de henüz yasal bir dayanağı bulunmuyor. Ancak Bakan Tunç, mevcut ceza infaz sisteminin bu tür tedbirlere olanak tanıdığını ve yasal düzenlemelerle bu konuda adımlar atılabileceğini belirtti.
Hadım edilmek kastrasyon olarak da bilinen bir cerrahi müdahaledir. Bu müdahale bireyin testislerinin çıkarılmasıyla gerçekleştirilir ve sonuç olarak kişinin cinsel hormon üretimi durdurulur. Bu durum, hem cinsel istek ve performansı hem de üreme yeteneğini kalıcı olarak etkiler.
Son yarım yüzyıldır, cinsel sapkınlıkları olan suçluların tedavisinde cerrahi hadım etme yöntemine ek olarak kimyasal hadım etme yöntemi de kullanılıyor. Kimyasal kastrasyon, kişinin cinsel dürtülerini azaltmak veya kontrol altına almak amacıyla hormon ilaçları gibi kimyasal maddelerin kullanılmasıdır. Bu yöntem, kişinin libido seviyesini düşürerek cinsel dürtülerini kontrol altına almayı hedefler. Özellikle çocuk istismarı gibi cinsel suçlar üzerinde kontrol sağlamak amacıyla yaygın olarak uygulanıyor.
Cinsel suçlarla mücadele kapsamında gündeme gelen hadım uygulamasıyla ilgili olarak Adalet Bakanı Tunç, önemli açıklamalarda bulundu. Bakan, mevcut mevzuatta tıbbi tedavi karar verme yetkisinin bulunmasına rağmen, hadım uygulamasının yaygınlaştırılması için daha kapsamlı bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirtti. Tunç, daha önce de bu konunun gündeme geldiğini ve Ceza İnfaz Kanunu’nun 108. maddesindeki düzenlemenin bu konuda bir zemin oluşturabileceğini ifade etti.
Kaynak: HABER MERKEZİ
