Başkan Karahan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak temel amaçlarının fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olduğunu belirtti. Bu hedef doğrultusunda 2023 yılı Haziran ayında parasal sıkılaşma döngüsüne başladıklarını ve fiyat istikrarını tesis etmek amacıyla dezenflasyon patikası oluşturduklarını ifade etti.
Karahan, geldiğimiz noktada dezenflasyon patikası için gerekli makroekonomik koşulların büyük ölçüde oluştuğunu söyledi. 2023 yılının ikinci yarısından itibaren büyümenin kompozisyonuna baktıklarında iç talep katkısının kademeli olarak azaldığını, net ihracat katkısının ise 2024 birinci çeyrek itibarıyla pozitife döndüğünü gördüklerini belirtti. Talep koşullarındaki normalleşmenin yılın ikinci yarısında da güçlenerek devam edeceğini öngördüklerini ekledi.
Büyüme kompozisyonundaki değişim, beklentilerdeki iyileşme ve talep koşullarının normalleşmesiyle Türkiye’nin dış dengesinin daha sürdürülebilir bir hale geldiğini belirten Karahan, Mayıs 2023’te 57 milyar dolara yükselen 12 aylık cari açığın Mart ayı itibarıyla 30 milyar dolar seviyesine gerilediğini söyledi. Mayıs ayı dış ticaret verilerinin cari işlemler hesabındaki olumlu görünümün devam edeceğini net bir şekilde gösterdiğini de vurguladı.
Son dönemde dezenflasyon patikasına olan güvenin artmasıyla Türk lirası tasarruflara ve finansal varlıklara yönelimin arttığını belirten Karahan, özellikle Nisan ayı başından itibaren Türk lirası mevduat payındaki artışın hızlandığını ve döviz tevdiat hesaplarından kaynaklanan artışın bu durumu desteklediğini ifade etti. Türk lirasına artan taleple birlikte, geçen yıl Ağustos ayında yüzde 31 seviyesine gerileyen Türk lirası mevduatların toplam mevduat içerisindeki payının Mayıs sonu itibarıyla yüzde 48 seviyesine ulaştığını söyledi.
Karahan, parasal sıkılaşma yapan birçok ülkede olduğu gibi sermaye akımlarının dezenflasyon ve finansal istikrar amaçlarına uygun bir şekilde yönetilmesinin önemine dikkat çekti. Attıkları adımlar ile yurt içi ve yurt dışı kaynaklı Türk lirası varlıklara talebin artması sonucunda ortaya çıkan likiditeyi çeşitli araçlarla sterilize ederek finansal koşullardaki sıkılığı koruduklarını belirtti. Artan Türk lirası talebi ile birlikte rezervlerin 145 milyar doların üzerine çıktığını ve Merkez Bankası’nın net döviz pozisyonunun son iki ayda yaklaşık 70 milyar dolar iyileştiğini açıkladı.
Enflasyon konusunda da açıklamalarda bulunan Karahan, Mayıs ayı itibarıyla enflasyonun yıllık bazda yüzde 75,5 seviyesinde gerçekleştiğini ve enflasyonun Mayıs ayında en yüksek seviyeye ulaştıktan sonra düşeceğini öngördüklerini belirtti. Dezenflasyon patikasına göre Haziran ayından itibaren manşet enflasyonun yılın geri kalanında her ay gerileyeceğini söyledi. Mayıs ayı itibarıyla aylık enflasyonun ana eğiliminin yüzde 3 civarında olduğunu tahmin ettiklerini ve özellikle dayanıklı mal gibi kalemlerde aylık enflasyonun önemli ölçüde yavaşladığını gözlemlediklerini ekledi.
Karahan, hizmet enflasyonundaki katılığın ve yüksek seyrin enflasyonist baskıları canlı tuttuğunu, bu nedenle sıkı para politikası duruşunu sürdüreceklerini belirtti. Enflasyon tahminlerini 2024 yılsonu için yüzde 38, 2025 yılsonu için yüzde 14 olarak belirlediklerini ve 2026 yılında tek haneli enflasyona ulaşmayı öngördüklerini açıkladı. Enflasyon tahminlerinin yalnızca tahmin olmadığını, aynı zamanda para politikası sıkılığını belirlerken kullanılan ara hedefler olduğunu vurguladı. Enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma olması halinde para politikası duruşunu sıkılaştıracaklarını ifade etti.
Son olarak Karahan, Merkez Bankası olarak toplumsal refaha en büyük katkının fiyat istikrarını tesis etmek olduğunun bilinciyle hareket etmeye devam edeceklerini belirtti.
