Eğitime kuşbakışı değil derinlemesine bakmak!

Bir ev yaptırırken, arsasından oda sayısına, kullanılacak malzemelerinden ustalığına varıncaya kadar ince eleyip sık dokuyoruz. Olması gereken de zaten budur. 

Her konu, üzerinde iyice düşünülerek ortaya dökülmeli. Eğitim, kültür, sanat, teknoloji vb. gibi. Çünkü üzerinde konuşulmayan, üzerinde sorular üretilmeyen, üzerinde araştırmalar yapılmayan her konu ve çalışma güdük kalır. Batı bunu yıllar önce işleri, konuları Ar-Ge adı verilen bir yöntemle mercek altına almaya başlamış. Bu da onlara yeni bakış açıları kazandırarak yol almalarını sağlamış. 

İyi veya kötü ülkemizde de bu tür çalışmalar yapılıyor. Özellikle para kazandıracak, ihracatı artıracak konular üzerinde ar-geler hep var. 

Peki toplumumuzu yakından ilgilendiren, gençlerimizin daha diri, geleceğe daha iyi bakacakları konular ve onların akıl ve ruh sağlıklarına yönelik çalışmalar ne durumda?

Herkes kendince bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ancak buna bütüncül bir metotla bakmak gerekmez mi? Ben eğitimin sorunlarının masaya yatırıldığı, gençlerin geleceklerini daha iyi kurabilecekleri bir gelecek inşası için eğitim, bilim ve teknoloji tarafında çalışmaların didik didik edilmesini, onlar için yeni ufuklar açabilecek çalışmalar yapılmasını istiyorum. 

Özelikle de eğitimde araştırma geliştirme faaliyetlerinin artırılmasını önemsiyorum. Bu konunun Türkiye’nin en önemli konuları arasında ilk sıralarda yer aldığını da… Baksanıza çevrenize, özellikle son bir hafta da yaşananlara, kimsenin kimseye tahammülü kalmamış, “gözünün üstünde kaşın var” diyeni dövüyorlar… Toplumda eğitim sisteminin ta en dipten en başa kadar gözden geçirilmesini istemek herkes gibi bizim de hakkımız değil mi? 

Herkesin herşey için kafa yorduğu yerde biz bir konuda iyice hem de çok iyice kafa yorulmasını bekliyoruz. Sokaktaki vatandaşa mikrofon uzatılsa ve en önemli konu ne denilse  bugün; inanın ekonomiden çok eğitim diyeceklerdir.