Deniz kirliliğinin çeşitli türlerinin ve nedenlerinin ciddi bir çevre sorunu olduğunu, kimyasal kirlilik, tarım, endüstri ve şehir atıklarından kaynaklandığını ve özellikle azot, fosfor, kimyasallar, pestisitler ve ağır metallerin denizleri kirlettiğini kaydeden Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü ve ODTÜ İklim Merkezi Müdürü Profesör Doktor Barış Salihoğlu, “Deniz kirliliğinin temel kaynakları, şehir deşarjları, endüstriyel atıklar ve tarımsal uygulamalar olarak özetlenebilir. Buna ek olarak, tek kullanımlık plastikler ve yoğun plastik kullanımı da önemli bir kirlilik kaynağıdır. Özellikle ileri arıtmadan geçmeden denize boşaltılan şehir deşarjları, fosfor ve azot açısından oldukça zengindir ve bu da denizlerde ötrofikasyona yol açar” dedi.
Müsilajın oluşumunun ana nedenleri arasında denizdeki yoğun kirlilik baskısı ve azot ile fosfor yüklerindeki aşırı artışların olduğunu söyleyen Salihoğlu, “Bu besin maddeleri, özellikle tarım ve endüstri kaynaklı atıklardan denizlere ulaşır ve fitoplanktonların aşırı çoğalmasını tetikler. Buna ek olarak, balıkçılığın neden olduğu biyoçeşitlilik kaybı ve besin zincirindeki dengesizlikler de müsilajın oluşumunu hızlandıran etkenler arasındadır. Denizlerdeki yırtıcı türlerin azalması, fitoplankton gibi küçük organizmaların kontrolsüz şekilde çoğalmasına yol açarak müsilajı tetikleyebilir” diye konuştu.
Denizlerde sürdürülebilirliğin sağlanması için yapılması gerekenler hakkında bilgi veren Salihoğlu, Türkiye’yi çevreleyen denizlerde, ciddi bir kirlilik baskısı altında olduğunu ve ekosistemlerin bu durumdan olumsuz etkilendiğini vurguladı. Salihoğlu, “Kirlilik, deniz ekosistemlerinin sağlığını tehdit ederek bu sistemlerin sağladığı hayati hizmetlerin zayıflamasına neden olur. Kirli bir denizden gıda elde etmek, turizm faaliyetleri yürütmek veya insan sağlığı açısından faydalanmak neredeyse imkânsız hale gelir. Dolayısıyla, denizlerimizdeki kirliliği acilen azaltmak, sağlıklı ve sürdürülebilir bir deniz ekosistemi için ilk adımdır. Bu, hem endüstriyel atıkların kontrol altına alınması hem de şehirsel atıkların doğru arıtılmasıyla mümkün olabilir” dedi.
Kaynak: MÜJDE DEMİR/ÖZEL HABER
