Akşener’den Erdoğan’a ‘söke söke’ yanıtı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara dair değerlendirmelerde bulundu.

Akşener’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Elmalı davası tepkisi

“Elmalı davasını, 6 ve 9 yaşlarında iki küçük yavrumuzun yaşadığı korkunç olayları biliyorsunuz. Tanıklar, raporlara rağmen aylar önce tahliye edilmiş. Tutuklu yargılamayı olağanlaştıranlar, konu cinsel istismar olunca tutuksuz yargılamayı tercih etmişler. Şaşırdık mı, hayır! Bu insanlıktan yoksun kararda pay sahibi olan herkesi Allah’a havale ediyorum, millete şikâyet ediyorum. Hukuka ve adalet sistemine güvenimizin pamuk ipliğine bağlı hale getirildiği bu dönemde, bu faillerin aramızda geziyor olması kabul edilemez. Buradan başta Adalet Bakanı olmak üzere iktidarı uyarıyorum, milletin adalet duygusuyla, vicdanıyla sakın oynamayın. “

“İstanbul Sözleşmesi yaşatır”

“Adalet kantarını bozdular ve adalete, hukuka bu ülkede yaşayan kimsenin inancı kalmadı. Kadınlara sesleniyorum, ne hukuk taklaları ne de oldu bittiler bizi yıldıramaz. Kadınların mücadelesi benim mücadelem. Sonuna kadar ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ demeye devam edeceğiz. Sonunda bu çirkin zihniyet değil biz kazanacağız.”

Bakan Selçuk’a sınav tepkisi

“Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a sormak istiyorum; siz bu öğrencilere neden gıcık oluyorsunuz? 1 buçuk yıldır zorluklarla eğitimlerine devam etmeye çalışan gencimizin önüne getirilen sınavın bu kadar zor, soruların bu kadar farklı olmasının sebebi nedir? Bu çocuklar size ne kötülük yaptı? Milletçe türlü zorluklarla mücadele ettiğimiz şu pandemi döneminde doğal olarak çocuklarımız da hem eğitimsel hem de psikolojik olarak derinden etkilendi. Böyle durumlarda devletten beklenen, bu durumu tersine çevirecek düzenlemeler yapmasıdır ama siz ne yaptınız? Bu olağanüstü sürecin olumsuz etkilerini en aza indirecek tedbirler yerine soru formatlarını değiştirmeyi, sınavı iyice zorlaştırarak öğrencilerimizi şaşkına çevirmeyi, adeta onları cezalandırmayı tercih ettiniz. Yazıklar olsun size!”

“Kanal İstanbul parasını Erdoğan’dan alın”

“Sayın Erdoğan, Kanal İstanbul’a dair konuşurken ‘Bu parayı söke söke alırlar’ diyor. Kanal İstanbul projesinin milletimizin refahına ve gelişmişliğine katkı yapmıyor. Kusura bakma Sayın Erdoğan, bu parayı milletimiz ödemeyecek. Milletimize inat olarak yaptığını bizzat ifade ettiğin bu projeden doğan ‘şahsi’ borcunu, eğer varsa paran bizzat sen ödeyeceksin.

Uluslararası hukukta ‘tiksindirici borç’ diye bir kavram var. Bu kavram dış borç alan ve milleti için harcamak yerine kendi için kullanan liderler için kullanılır. Bir borcun tiksindirici borç olarak kabul edilmesi için 3 şart var. 1, borcu veren kişinin bilgilendirilmesi. 2, borcun halkın rızası dahilinde alınmamış olması. 3, borcun halkın menfaati için kullanılmaması.

Kanal İstanbul projesine dahil olmak isteyenleri bir kez daha uyarıyorum. Bu tiksindirici borcu milletimizden değil, Recep Tayyip Erdoğan’dan alacaksınız. Bizden kapik işlemez. Geçmişte Ekvador ve Haiti’de yaşanan benzer süreçlerin nasıl sonuçlandığını incelemenizde fayda var.

Onların tek derdi koltuklarını korumak ve 5’li çetenin kasasını doldurmak. Nitekim milletimiz ağır ekonomik krizle mücadele ederken maalesef sayın Erdoğan ve arkadaşları bambaşka hesapların peşinde.

Sayın Erdoğan, adeta bir sömürge valisi edasıyla abuk sabuk konuşarak sana bütün makamları veren bu aziz millete apaçık ihanet ediyorsun. Senin görevin milletin olanı söke söke alacakların yanında saf tutmak değil, bu milletin hakkını hukukunu söke söke almaktır. Aklını başına al, kendine gel.”

Marmaris’teki orman yangını

“Muğla’da, Marmaris ve Dalaman’da çıkan orman yangınlarını biliyorsunuz. Marmaris’te bir de şehit verdik. Bu yangınlar ilginç. Ben bunlara, “Akıllı yangınlar” diyorum çünkü daha önce Bodrum’daki gibi bir tesis için ne kadar alan gerekiyorsa ne hikmetse sadece o kadarı yanıyor. Yangın, ihtiyaç kadar alan yandıktan sonra, ya sönüyor, ya da söndürülüyor. Şimdiden uyarıyorum; doğa kutsaldır. Marmaris’teki o alanın takipçisi olacağız, kimse heveslenmesin. Dalaman’da da günlerdir zehir solutan yangınla ilgili soru işaretleri giderilmiş değil. Ziyaretimiz sırasında vatandaşlar yolumuza çıktı ve yangının özel bir fabrikaya ait alanda için için devam ettiğini, günlerdir zehir soluduklarını söyledi. İlgili Bakanları, ona buna laf yetiştireceklerine gidip Dalaman’daki o kesif dumanı solumaya ve vatandaşın talebini dinlemeye, işlerini yapmaya davet ediyorum.”

Artagan projesi

“Bugün yolsuzluğu nasıl bitireceğimizi, hak ve adaleti nasıl sağlayacağımızı, ARTAGAN projesini açıklıyoruz. Öz Türkçede ‘bolluk’ ve ‘bereket’ anlamına geliyor. Türkiye bu kadar zenginliğe sahip bir ülkeyken nasıl oluyor da milletimiz bu kadar düşük standartta yaşıyor, krizlerle boğuşmak zorunda kalıyor? ARTAGAN’ı tam olarak bu sorulara cevap olarak Türkiye’nin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak için hazırladık. Asıl sorunumuz köprü yapmayı, bina dikmeyi vizyon zanneden bu beceriksiz iktidardır. Asıl sorunumuz geleceği kurgulamak yerine geçişte debelenen bu çapsız zihniyettir.”