Vücudunuz 30 yaşına geldiğinde metabolizmanız yavaşlamaya başlar ve kilo vermek eskisi kadar kolay olmaz. Osteoporozun sadece yaşlılıkta ortaya çıktığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz; bu süreç aslında 30 yaşında başlar. Peki 30 yaşından sonra hangi yiyeceklerden uzak durmalıyız? İşte yaşlanma sürecini hızlandıran o besinler…
Sağlıklı beslenme alışkanlıklarıyla yaşlanma hızınızı yavaşlatabilir, bedeninizi daha uzun süre genç tutabilirsiniz. Peki, 30 yaşından sonra hangi yiyeceklerden kaçınmalıyız? Ünlü model Yazemeenah Rossi’nin 60 yaşında hala fit ve sağlıklı olduğunu biliyor musunuz? Sırrı, tamamen organik beslenmesi ve bazı yiyeceklerden kesinlikle uzak durması. İşte sofranızdan tamamen kaldırmanız gereken o besinler…
Amerikalılar yılda ortalama 66 kilo şeker tüketiyor! Metabolizma yavaşladıkça şekerin işlenmesi de zorlaşır ve vücudunuz bu fazla kalorileri yağ olarak depolar. Aşırı şeker tüketimi, kısırlığa yol açabilen insülin direncini artırır ve ciltte kırışıklık ile sarkmalara neden olur. Üstelik şeker, hemen hemen her işlenmiş gıdanın içinde bulunur. Peki, tatlandırıcı kullanmak çözüm mü?
Yapay tatlandırıcılar vücut tarafından açlık sinyallerini karıştırarak, dengesiz beslenmeye yol açar. Kanser riski ve metabolik sendrom gibi ciddi sağlık sorunlarıyla ilişkilidir. Ayrıca yapay tatlandırıcılar, vücudun insülin tepkisini bozarak diyabet ve kardiyovasküler hastalıklara zemin hazırlayabilir.
Alkol, metabolizmanın yavaşlamasıyla daha fazla yağ olarak depolanır. Karaciğer sağlığını bozarken göbek çevresinde yağlanmaya sebep olur ve vücutta insülin direncini artırır. Alkol alımının ertesi günü genellikle şeker ve karbonhidrat isteğiyle uyanabilirsiniz.
Kafein, uykunuzu bozarak vücudun dinlenmesini engeller. Yetersiz uyku ise cilt sağlığından kilo alımına kadar birçok soruna yol açar. Kafein alımını kontrol etmezseniz, karbonhidrat ve şeker isteği artacaktır.
BVO (bromlu bitkisel yağ) hafıza kaybı ve sinir sistemi problemleriyle ilişkilidir. Bu zararlı madde genellikle gazlı içeceklerde ve meyve sularında bulunur. Tiroid ve üreme sağlığı açısından BVO’yu hayatınızdan çıkarmak en iyisidir.
Beyaz un, vücudumuzda hızla glikoza dönüşür ve kolayca yağ olarak depolanır. Liften yoksun olan beyaz un yerine tam tahıllı ekmekler tercih edilmelidir. Tam tahıllar, daha uzun süre tok tutar ve sindirimi kolaylaştırır.
Kısmen hidrojene yağlar, kalp sağlığına zararlıdır ve hormon dengesizliklerine neden olabilir. Beyin fonksiyonlarını azaltan trans yağlar, özellikle 30 yaşından sonra vücut için ciddi bir tehdit oluşturur. Margarin yerine az miktarda tereyağı tercih edin.
İşlenmiş etlerde bulunan nitratlar, kansere neden olabilen kimyasallardır. Ayrıca bu gıdalar, doymuş yağ ve sodyum açısından zengindir, bu da kalp sağlığını olumsuz etkiler.
Aşırı tuz tüketimi, yüksek tansiyon ve felç riskini artırır. Özellikle konserve ve işlenmiş gıdalarda bulunan yüksek miktarda tuza dikkat etmek gerekir.
Kahve kreması, trans yağlar içerir ve bu yağlar kalp, eklem ve beyin fonksiyonlarını olumsuz etkiler. Doğal süt kullanarak daha sağlıklı bir tercih yapabilirsiniz.
30 yaşından sonra sağlıklı bir yaşam için şeker, trans yağlar, beyaz un ve işlenmiş gıdalardan uzak durmak oldukça önemli. Vücudunuzu doğru besinlerle destekleyerek oldukça fit kalabilirsiniz.
Kaynak: PANDORA
