Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve İşletme Enstitüsü’ne tarihi başarı

Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) ve İşletme Enstitüsü (KIE), Avrupa Yönetim Geliştirme Vakfı (EFMD) tarafından verilen İşletme Okulları Etki Sistemi (BSIS) payesini almaya layık görüldü. Bu sayede, Türkiye’de BSIS’i alan ilk kurum olma unvanını da elde etti.

Ekonomi, işletme ve uluslararası ilişkiler arasındaki ortak çalışmaları eğitim ve araştırma programlarına yansıtmayı en önemli öncelikleri arasında gören İİBF ve KIE, bu kapsamlı bakış açısıyla uluslararası alanda da takdir topladı.

BSIS Değerlendirmesinde Hangi Kriterler Göz Önünde Bulunduruldu?

BSIS değerlendirmesi, öğrenci kabulleri, araştırma ve eğitim alanındaki etki, iş piyasası sonuçları ve kurumun yerel ekonomiye katkısı gibi birçok kriteri kapsıyor. Bu kriterler doğrultusunda İİBF ve KIE, finans, eğitim, iş geliştirme ve istihdam, entelektüel, sosyal, imaj ve bölgesel ekosisteme katkı gibi alanlardaki etkileri açısından değerlendirildi.

BSIS Direktörü François Bonvalet, Koç Üniversitesi İİBF ve KIE’nin öğrenci başarısına ve toplumsal gelişime sundukları önemli katkılarla ilk kez BSIS payesini almaya hak kazandıklarını belirterek şunları söyledi:

“Çeşitliliğe, yeniliğe ve sürdürülebilir uygulamalara olan bağlılıklarıyla, eğitime bütünsel yaklaşımları, olağanüstü öğretim üyesi kadroları ile birlikte müfredatları, iş birlikleri ve girişimleriyle yankı uyandırarak, hem küresel pazarı hem de yerel toplumlarını zenginleştiriyorlar.”

Koç Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Şuhnaz Yılmaz Özbağcı, BSIS’in hem yerel hem de uluslararası alandaki olağanüstü katkılarını açıkça yansıttığını ve bu başarının sürdürülebilir bir gelecek için çalışan sorumlu liderler yetiştirmeye yönelik kararlılıklarının bir göstergesi olduğunu ifade etti.

Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Nilüfer Aydınoğlu ise BSIS’in akademik, kurumsal ve sosyal ortakları arasındaki köprü rollerini güçlendirmeye devam edeceklerini ve çalışmalarının ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) uygulamalarını ele alan, hak temelli çalışma ortamlarını destekleyen ve bilgi-çözüm arasındaki boşluğu kapatmaya yönelen araştırma ve araştırmaya dayalı eğitim faaliyetlerine odaklanacağını açıkladı.

Kaynak: ASLIHAN EKER/ÖZEL HABER