“Kırsal yaşam kalitesinin artmasını istiyoruz”

Mersin Üniversitesi’nde (MEÜ), yürütücülüğünü Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Arzu Seçer’ın yaptığı, Mersin Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof Dr. İsmail Yağcı’nın danışmanı olduğu “TR 62 (Adana ve Mersin) Bölgesi’nde Kırsal Turizmin Geliştirilmesi ve Sürdürülebilirliğinin Sağlanmasında Paydaş Katkısı”  başlıklı TÜBİTAK projesi hazırlıklara başladı.

“Kırsal yaşam kalitesinin artmasını istiyoruz”
Yayınlama: 26.07.2024
A+
A-

Kırsal kalkınmanın önemli araçlarından birisi olan kırsal turizm faaliyetlerinin TR62 Bölgesi’nde iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve aksaklıkların giderilmesine yönelik stratejilerin belirlenmesinde çeşitli kurum ve kuruluşların çabalarına akademik olarak katkıda bulunmayı amaçlayan proje ile bölgede kırsal turizm sektörünü geliştirme olanaklarının, kırsal turizm faaliyetlerine katılan ve destekleyen tüm paydaşlarla beraber ortaya konulması hedefleniyor.  “TR 62 (Adana ve Mersin) Bölgesi’nde Kırsal Turizmin Geliştirilmesi ve Sürdürülebilirliğinin Sağlanmasında Paydaş Katkısı” başlıklı TÜBİTAK projesi hakkında bilgi veren Arzu Seçer, küreselleşen dünyada kırsal alanların sosyal ve ekonomik dezavantajlarının giderilebilmesini ve kırsal alanda sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasını, tarım ve tarım dışı sektörlerin birbiri ile uyumlu şekilde büyümesiyle olacağı düşünüldüğünü, bu noktada, kırsal turizmin, kırsal alanda sürdürülebilir kalkınmanın önemli araçlarından biri haline geldiğini söyledi.

“Kırsal turizmin önemi konusunda farkındalığın ve bilincin artması hedefleniyor”

Adana ve Mersin illerinin sahip olduğu coğrafi, tarihsel, kültürel ve doğal zenginlikler dikkate alındığında kırsal turizm açısından büyük potansiyele sahip olduğunu da dile getiren Seçer, ancak bu potansiyele rağmen bu illerde turistlerin daha çok kitle turizmini tercih ettiği söyledi. Kırsal turizmin, bölgede sürdürülebilir şekilde bir gelir kaynağına dönüşebilmesini dile getiren Arzu Seçer, “Bütünsel bir yaklaşımla tüm paydaşlar tarafından kırsal turizmin önemi konusunda farkındalığın ve bilincin artması, bölge imajının ortaya konulması ve geliştirilmesi ile paydaşlar arasında dayanışma ve senkronizasyonun sağlanması ile mümkün olacaktır. Bu nedenle bu çalışmanın gerçekleştirilmesi ile bölgede paydaşların kırsal turizme yönelik bakış açıları ve bu sektörün mevcut durumunun ayrıntılı bir şekilde ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bununla birlikte, bu proje ile kurum, kuruluş ve organizasyonların stratejilerini belirlenmesine olanak sağlayacak verileri temin ederek sektöre akademik olarak katkıda bulunulacaktır” dedi.

Kırsal turizm kavramından bahseden Arzu Seçer, kırsal alanlarda gerçekleştirilen tüm faaliyetleri içermekte olduğunu, tarımsal turizm, çiftlik turizmi, köy turizm veya eko-turizm olarak da isimlendirildiğini söyledi.  Seçer, Kırsal turizm kavramı Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından da ziyaretçinin deneyiminin, genellikle doğa temelli faaliyetler, tarım, kırsal yaşam tarzı, olta balıkçılığı ve geziyle bağlantılı geniş bir ürün yelpazesiyle ilgili olduğu bir turizm faaliyeti türü olarak tanımlanmaktadır. Bu haliyle kırsal turizmin, doğaya dayalı etkinlikleri, tarım turizm aktiviteleri, eğitici seyahatler, sağlık turizmi ve eko-turizmi içeren çok yönlü bir yapıya sahip olduğu söylenebilir.

“Hem ekonomik hem de çevre dostu bir proje”

Kırsal kalkınmanın önemli araçlarından birisi olan kırsal turizmin o yöre halkı ve kent için ne gibi olumlu yönleri olacağını da dile getiren Arzu Seçer, kitle turizmi yapısının zayıf yönlerinden birinin yerel halkın turizm gelirlerinden doğrudan yararlanma düzeyindeki düşüklük olduğunu söyledi.  Arzu Seçer, “Yeme içme ve eğlence ihtiyaçları tatil köyü/otel bünyesinde karşılanan turist yerli halka etkileşime ve alışverişe hiç veya çok sınırlı girmektedir. Oysa kırsal turizmde ürünün kendisi yerli halkın kültürü, yerel doğa, yerel lezzetlerdir. Bu ürünlere talep gösteren ve ödeme yapmak isteyen kitlenin varlığı kırsaldaki yerel değerlerin korunmasını da desteklemektedir. Ayrıca kitle turizminde olduğu gibi büyük sermayedar ve sabir sermaye yatırımı gereksiniminin olmaması da hem gelirin daha adaletli dağıtılmasını hem de fiziksel çevreye dönük etkilerin daha az olmasını desteklemektedir. Zirai üretimle geçimini sağlayan aile işletmesi yapısındaki oluşumlar için turistin yerinde alım yapması ve hatta bir deneyim olarak tarlada/bahçede çalışması lojistik ve iş gücü maliyetlerini azaltıcı etki yapabilir. Dahası özellikle pandemi sonrası dönemde turistlerde de kitlesek olana alternatif arayışlar gözlenmektedir. Nitekim günümüz tüketicileri zenginleştirilmiş deneyim unsurları içeren ürünler talep etmektedir. Kırsal turizm deniyim açısından yüksek değer vaadine sunan bir seçenektir” diye vurguladı.

Kırsal turizmin gelişmesinin, kırsal alanlarda yöre halkının tarımsal üretim geliri ile birlikte alternatif gelir kaynaklarından daha fazla faydalanabilmesine olanak sağlayacağını dile getiren Arzu Seçer, “Bu şekilde, kırsalda yaşam kalitesinin artması, kente göçün azalması, kadın girişimciliğin artması ve yerinde kırsal kalkınmanın gerçekleşebilmesini sağlamak açılarından önemlidir. O yöre açısından ise bölgenin bilinirliğinin artması ve bölge imajının geliştirilmesi bakımlarından önemli katkıları olacaktır” dedi.  Türkiye’de kırsal turizmin geliştirilmesine yönelik çabaların olumlu sonuçlar vermesini, kırsal turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi ve benimsenmesi için tüm paydaşların katılımının sağlanmasının oldukça önemli olduğunu kaydeden Arzu Seçer, “Kırsal turizm paydaşları temel olarak; Yöre halkı (yerel halk) ,turistler, kırsal turizm işletmeleri, kamu kurumları ve çeşitli organizasyonlar şeklinde sınıflandırılmaktadır. Kırsal turizm faaliyetlerinin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasında yerel halk-turizm ilişkisi etkileyen ve etkilenen boyutlarıyla ayrıntılı olarak ortaya konulmalıdır” diye konuştu.

“Kırsal turizm bölge ve ülke kalkınmasına katkı sağlayacak”

Yerel halkın turizm faaliyetlerine destek vermesi ve aktif katılım göstermesinin, bu faaliyetlerin gelişmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasında oldukça önemli olduğunu vurgulayan Seçer, “ Bazı durumlarda yerel halk, kırsal turizmin gelişiminin ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan yaratacağı sonuçlara ilişkin olumlu tutum sergilemekte ancak faaliyetlere nasıl katılım sağlayacaklarını bilmemekte ve turizmin gelişmesi için yönlendirilmeye ihtiyaç duymaktadırlar. Bununla birlikte, kırsal alanlarda turist olarak adlandırılan ziyaretçilerin beklentilerinin veya taleplerinin bilinmesi (doğa yürüyüşü, foto safari, yaban hayat gözlemciliği gibi) yerel halkın kırsal turizme nasıl katılım sağlayacağı konusuna açıklık getirecektir. Bu bakımdan, turistlerin profilini analiz etmek, ihtiyaçlarını belirlemek ve beklentilerini ortaya koymak kırsal turizmin gelişmesi açısından oldukça önemlidir. Böylece kırsal turizm, turistler tarafından daha fazla tercih edilecek ve hem bölge hem de ülke kalkınmasına katkı sağlanacaktır” dedi.

Projenin şuan başlangıç aşamasında olduğunu söyleyen Arzu Seçer, proje ekibinin, alanla ilgili ayrıntılı bilgi edinmesi, alan çalışmasının organize edilmesi, çeşitli kurum, kuruluş ve organizasyonlarla koordinasyon ve işbirliği sağlanmasında gerekli zeminin oluşturulması konularında çalışmalar yaptıklarını söyledi. Arzu Seçer “kırsal turizm konusunda geniş bir bilimsel literatür var bizler de bu literatürle ilgiliyiz ancak geçerli ve güvenilir bilimsel yaklaşım araştırmacıları masalarından kalkıp sahaya çıkmaya teşvik etmektedir. Böylece evrensel bilgi yerel özgün koşulların niteliğiyle birleşip faydalı öneriler sunabilmektedir. Biz de bilgisayarlar ve masalarımızın başından kalkıp sahaya çıkmaya hazır duruma gelmek üzereyiz” ifadelerini kullandı.

 

Kaynak: MERYEM KARADAĞ/ÖZEL HABER

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.