Kentsel dönüşümde yeni yol haritası: Adana’nın geleceği için yatay mimari şart

Adana, son yıllarda hızla büyüyen ve değişen şehirlerden biri olarak mimari anlamda önemli bir dönüşüm sürecine girmiş durumda. Ancak bu hızlı değişim beraberinde pek çok sorun ve zorluk da getiriyor. Adana’nın kentsel dönüşüm süreci, şehir planlaması ve mimari kimliği üzerine Adana’da faaliyet gösteren mimar Rıfat Berktaş ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. Berktaş, Adana’nın mimari yapısı, kentsel dönüşüm projeleri ve şehir planlaması üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kentsel dönüşümde yeni yol haritası: Adana’nın geleceği için yatay mimari şart
Yayınlama: 16.09.2024
A+
A-

Rıfat Berktaş, Adana’nın mimari kimliği üzerine yaptığı değerlendirmede, kentin mimari bir kimlik oluşturamadığını belirtti. Özellikle Cumhuriyet dönemi yapılarıyla bilinen Tepebağ bölgesindeki yapıların bu kimliği oluşturan önemli unsurlar olduğunu, ancak bu yapıların da yok olma tehlikesi altında olduğunu söyledi.

“Adana’nın mimari kimliği henüz oluşmamış”

Berktaş, “Adana’nın mimari kimliği aslında oluşmamış, gerçek manada oluşmamış. Sadece mimari kimliği diye konuşabileceğimiz Cumhuriyet dönemi eserleri olarak bildiğimiz Tepebağ bölgesindeki yapılarda mevcut. O kimliği de kaybetmek üzereyiz zaten. Yani oradaki yapıların da yıkılması ve bakımlarının, onarımlarının yapılmamasından dolayı onu da kaybetmek üzereyiz. Devamında özellikle doğudan alınan göçler sonucunda meydana gelen hızlı büyüme ve ihtiyaçların artmasından dolayı gecekondularla beraber Türkiye’nin genelinde gördüğümüz yapılaşmayı Adana’da da görmeye başladık,” ifadelerini kullandı.

Adana’da mimari projelerde karşılaşılan zorluklar

Berktaş, Adana’daki mimari projelerde karşılaşılan en büyük zorluklardan birinin mülk sahiplerinin konulara hakim olmaması olduğunu belirtti. Mülk sahipleri ve müteahhitler arasında yaşanan bilgi kirliliğinin işlerin uzamasına neden olduğunu vurguladı.

“İlk karşılaştığımız sorun, öncelikle mülk sahiplerinin konuya hakim olmamaları. Bilgi kirliliği sebebiyle bizim ve müteahhidimizin yanlış yaklaştığımızı düşünüp işin uzamasını sağlamaları. En önemli problem bilgi kirliliği. İkincisi tabi belediye etmenleri de var. Bizim için Adana’ya tam manasıyla uygun görmediğimiz imar yönetmeliği de var. Adana gibi iklimsel anlamda net bir iklime sahip, sıcak noktasında oldukça net bir iklime sahip Adana’da şu an uygulanan yönetmelik Erzurum’da uygulanan yönetmelikle aynı olduğu için yaşadığımız sorunlar var. Yönetmelikler her bölgeye özel olmalıdır,” dedi.

Adana’nın şehir planlamasında ciddi problemler var

Berktaş, Adana’nın şehir planlamasında ciddi problemler olduğunu ifade ederek, şehrin bu konuda geri kaldığını söyledi. Mersin ve Gaziantep gibi yakın şehirlerle karşılaştırıldığında, Adana’nın şehir planlamasında ciddi eksiklikler yaşadığını belirtti.

“Adana’da şehir planlaması ciddi anlamda problemli yani birçok yakın bölge şehirlerimize göre bakarsak da Mersin, Gaziantep, depremden önceki Kahramanmaraş için söylüyorum. Tam manasıyla bitirilemediğini ve düzeltilebilecek şekilde de şu an bir yol alınmadığını görüyorum,” dedi.

Kentsel dönüşüm Adana için hayati öneme sahip

Rıfat Berktaş, kentsel dönüşüm projelerinin Adana’nın en acil ihtiyaçlarından biri olduğunu belirtti. Kentin birçok bölgesinde riskli yapıların ve altyapı eksikliklerinin bulunduğunu dile getiren Berktaş, bu sorunların bir an önce çözülmesi gerektiğini vurguladı.

“Kentsel dönüşüm Adana’nın şu an en ihtiyaç duyduğu projedir. Kentsel dönüşüm, tanımı gereği riskli yapılar ya da riskli bölgelerdeki kentsel dönüşümler olarak iyiye ayırırsak riskli yapılarda şu anda çok ciddi bölgesel anlamda yığılmalar var ve bunların bir an önce dönüştürülmesi gerekiyor. Yani bu dönüşümün yapılması demek yarın orada çıkacak olan herhangi bir afet veya yangında ulaşılabilir olması, sokaklarının güvenilir olması demektir. Orada yaşayan insanların sosyal anlamda sosyal tesislere, okullara, camilere, sağlık ocaklarına, hastanelere, parklara ulaşabilir olması gerekir. Şu anda Adana’nın birçok bölgesinde kentsel dönüşüm yapılması ihtiyaç ve buralarda ciddi anlamda da altyapı eksiklikleri bulunmaktadır,” diye konuştu.

“Adana yatay mimariye geçmeli”

Berktaş, Adana’nın mimari gelişimi için yüksek katlı binalardan vazgeçilmesi gerektiğini savundu. Bölgeye uygun ada bazında mimari planların hazırlanması gerektiğini belirtti.

“Son dönemde bazı mimar büyüklerimiz ve birkaç müteahhit firma o anlamda olumlu anlamda adımlar atmaya başladı. Yeterli mi? Bence henüz çok az durumda. Adana’nın mimari anlamda gelişimini sağlaması için öncelikle dediğim gibi yüksek katlı binalardan bir anlamda ufaktan artık vazgeçmemiz gerekiyor. Birinci gelişim noktasında öngördüğüm olay bu, yüksek katlı binalar yapma hırsından ve isteğinden vazgeçmek. Bunu da çözmek için ne yapmak gerekiyor? Özellikle bahsettiğim gibi parsel bazında değil de gerekirse ada bazında mimari planlar hazırlamak gerekiyor. Şu anda Adana’nın bu anlamda gelişimi yine bölge illerimize bakarsak özellikle bu sıcak bölgede çok geride kalmaktadır. Bugün Mersin’in mimari gelişiminin Adana’dan daha önde olduğunu ben bir mimar olarak kabul ediyorum,” dedi.

Çukurova bölgesinde deprem sonrası yapılaşma önerileri

Depremde ağır hasar alan Çukurova bölgesi için yapılaşma önerilerini de paylaşan Berktaş, yüksek katlı binaların yerini yatay mimarinin alması gerektiğini söyledi.

“Büyükşehir’in aldığı kararlar sayesinde aslında olumlu anlamda ilerliyor. Forekazık istenilmesi, Türkiye genelinde bütün bodrumların dış cephe duvarlarının perde duvar olarak düzenlenmesi aslında olumlu anlamda gelişmeler olarak öngörülüyor. Ama bizim şu hatayı tekrarlamamamız gerektiğini ben düşünüyorum. Yine üzerine bastırarak söylediğim konu, yatay mimariye ihtiyacımız var. Depremde yıkılan 15 katlı binanın yerine yine bir 15 katlı bina yapmak mantıklı bir çözüm değil. Tabi ki projelerimiz eski yönetmeliklerle çizilmiyor, yıkılan binalarımızın çoğu yapı denetimin olmadığı dönemlerde yapılmış binalardı. Fakat neticede bu binaları bir makine üretmiyor, insan üretiyor. İnsan faktörü de hata yapabilen bir faktör. Yeni binalarda riske girip kule gibi binalar yapmayı ben doğru bulmuyorum. Yatay mimariye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bunu yaparken de bu bölgelerde arsa payı oranları yüksek. Yani kastettiğimiz bölgede %50 oranlarında arsa payları var. Bu oranlara baktığımızda bu oranlara sahip yerler müteahhit ve arsa sahipleri arasında yapılan anlaşmalarda biraz daha ılımlı olunması gerekiyor. Hırsa kapılmamaları gerekiyor. O hırs sayesinde bugün 15 katlı binaları görmeye başladık. Bu doğru bir yapılaşma değil. Doğru bir afet ya da deprem tedbiri de değil. Yatay mimari Türkiye genelinde olduğu gibi Adana’da da en önemli ihtiyacımız,” şeklinde konuştu.

Sarıçam ve Kabasakal bölgeleri kritik öneme sahip

Sarıçam ve Kabasakal bölgelerine doğru büyüyen Adana için Berktaş, özellikle Sarıçam bölgesindeki çöp sorununa dikkat çekti. Ayrıca altyapı eksikliklerinin de hızlı yapılaşmanın önünde bir engel olduğunu belirtti.

Berktaş, “Sarıçam’da şu an en büyük eksik ve konuşulan en büyük sorun oradaki çöplük muhabbeti. O çöplüğün o kokunun oradan kaldırılması gerekiyor. İnsani anlamda hiçbir maddeye ve hiçbir yaptırıma bakılmaksızın o yaptırıma da katlanarak gerekirse devlet olarak bu işe el atılması gerektiğini düşünüyorum. İkincisi altyapı, henüz asfaltı olmayan, kaldırım döşenmemiş, internet altyapısı olmayan bölgelerde ev yapmaya kalkarsanız, o insanlar o evlerde yaşayamaz,” dedi.

Kaynak: MUHAMMET FATİH YAVUZ/ÖZEL HABER

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.