Eurofighter Typhoon: Türkiye’nin gökyüzündeki yeni kanatları mı?

Eurofighter projesi, 1980’lerin sonlarına doğru Avrupa’daki dört büyük sanayi devi olan Almanya, İngiltere, İtalya ve İspanya tarafından işbirliği ile başlatıldı. Uçağın üretiminde ise yine bu dört ülkenin en önde gelen havacılık şirketleri rol alıyor. İngiltere’den BAE Systems, Almanya’da Airbus Defence and Space gibi güçlü şirketler Eurofighter Typhoon’un üretiminde önemli rollere sahip.

Yüksek manevra kabiliyetine sahip, çok amaçlı bir savaş uçağı olan Typhoon, gökyüzündeki hakimiyetini güçlendirmek isteyen ülkelerin radarında bulunuyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de savunma sanayisi envanterine katmak istediği bu uçağın, ülkenin hava kuvvetlerinde yapılacak olan modernizasyonda önemli bir rol oynayacağı düşünülüyor. Ancak şu an itibarıyla netleşmiş bir anlaşma bulunmuyor.

Bunun nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

• F16 Modernizasyonu: Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ile uzun süredir F-16 savaş uçaklarının modernizasyonu konusunda görüşmeler yürütüyor. Bu süreç Eurofighter Typhoon alımına etkili bir alternatif olarak görülüyor.
• Teknik Değerlendirmeler: Türk Hava Kuvvetleri, Eurofighter Typhoon Savaş Uçağı’nı teknik açıdan değerlendirmeye devam ediyor. Uçağın mevcut filoya uyum sağlaması, bakım ve teknik destek konularındaki yeterlilik gibi birçok etken değerlendirme sürecini etkiliyor.
• Siyasi İlişkiler: Türkiye’nin bulunduğu jeostratejik konum sebebiyle hem ABD hem de Avrupa ülkeleriyle olan siyasi ilişkileri, savunma sanayi satın alımlarını doğrudan etkileyen bir faktör.

Yakın gelecekte F-16 modernizasyonu sürecinde bir ilerleme olması, Türkiye’nin Küresel ve bölgesel konumu sebebiyle yaşanacak gelişmeler de Eurofighter Typhoon alımını negatif veya pozitif anlamda etkileyecek önemli unsurlar olarak görülüyor.

Türkiye neden istiyor?

• Amerika Birleşik Devletleri ile yaşanan gerilim: Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi almasıyla ABD ilişkileri gerildi ve Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasına sebep oldu.
• Alternatif Arayışı: F-35 projesinden çıkarılmasının sonucunda Türkiye, 5. nesil savaş uçakları yerine hızlı bir çözüm arayışı olarak 4+ nesil sınıfında kabul edilen Eurofighter Typhoon gibi seçeneklere yöneldi.
• Eskiyen Filo ve Modernizasyon İhtiyacı: Türkiye’nin şu anki filosu giderek yaşlanmakta ve sahip olunan F-16’lar giderek gelişen modern savaş şartlarına karşı yetersiz gelmeye başladı. Typhoon, gelişmiş Avionik sistemleri ile Türk Hava Kuvvetleri’ne oldukça yüksek bir avantaj sağlayabilir.
• NATO Standartları: Typhoon, NATO standartlarına uygun olarak geliştirildiği ve üretildiği için Türkiye’nin NATO içerisindeki gücünü ve uyumunu artırabilir. Ayrıca proje geliştiricisi olan ülkelerle sanayi alanında geniş işbirliği fırsatları doğurması açısından da oldukça önemli.
• Teknoloji Transferi ve Yerli Üretim KAAN Projesi: Eurofighter alımıyla birlikte Türkiye, geliştirmekte olduğu KAAN savaş uçağı için yeni teknolojileri inceleyerek entegre etme ve geliştirme süreçlerini hızlandırabilir. Bu da Türk Savunma Sanayisi’nin gelişmesinde oldukça önemli bir adım olarak görülüyor.
• Bölgesel Güç Dengeleri: Bölgedeki bazı yüksek tansiyonlu ilişkilere sahip olunan Yunanistan gibi ülkeler, envanterlerini yeni nesil savaş uçaklarıyla güçlendiriyor ve yeniliyor. Türkiye, bölgede söz sahibi olmaya devam edebilmek için envanterini yenilemeli ve gelişime ayak uydurmalıdır. “Etkin, Caydırıcı, Saygın” sloganını kullanan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin caydırıcılık anlamında söz sahibi olmasında önemli bir etken durumundadır.
  

Eurofighter Typhoon savaş uçağının öne çıkan özellikleri

• Son Teknoloji Elektronik Sistemler: Gelişmiş radar ve sensörlerle donatılmış olan Eurofighter Typhoon, düşman unsurları uzak mesafelerden takip ve tespit edebilme özelliğine sahip. Gelişmiş elektronik harp sistemleri sayesinde ise düşman radarlarına karşı görünmezlik seviyesine varan hızlı kaçma reflekslerini teknik yapısında bulunduruyor.
• Hız ve İrtifa: Eurofighter Typhoon’un, süpersonik hızlara çıkma yeteneği ise göze çarpan bir diğer detay. Yüksek hızlarda uzun süreler boyunca görev yapabilme yeteneği onu sınır içi ve sınır dışı operasyonlar için değerli hale getiriyor.
• Üst Düzey Manevra Kabiliyeti: İçinde bulundurduğu “Kanart Delta Kanat Geometrisi” sebebiyle Typhoon, mevcut rakiplerine göre yüksek manevra kabiliyetlerine sahip. Bu da onu “Dog Fight” olarak bilinen yakın temaslı mücadelelerde avantajlı hale getiriyor. Düşman uçaklarının manevralarına hızlı şekilde tepki verebilen Typhoon, ani saldırılara karşı kendisini koruyabiliyor.
• Çok Yönlü Silahlanabilme: Eurofighter Typhoon, çeşitli havadan havaya ve havadan karaya füzeleri, top mermileri ve bombalar taşıyabiliyor. Bu özellik onu tek yönlü bir operasyon aracından çok yönlü bir operasyon aracına dönüştürüyor.
• Yazılım ve Donanım Desteği: Üreticiler tarafından sürekli olarak geliştirilen ve asla rakiplerinden geride kalmayan Eurofighter, kullanım ömrü konusunda güven veren bir proje olarak piyasadaki yerini koruyor.
• Menzil Kapasitesi: Hem yakıt ikmal desteği hem de 5 bin kilogramlık yakıt kapasitesiyle oldukça uzun menziller katedebilmesiyle uzak noktalarda dahi kesintisiz operasyonel etkinliğe sahip.

Şu anda kesin bir sonuca varılamamış olsa da, mevcut veriler ışığında bu satın alımın gerçekleşme olasılığı düşük görünüyor. Ancak gelecekteki siyasi, askeri ve ekonomik gidişatlar bu olasılığı değiştirebilir. F-16 modernizasyonu ve satın alımı gerçekleşirse ise Eurofighter Typhoon satın alımı rafa kalkabilir.

Kaynak: MUHAMMET FATİH YAVUZ/ÖZEL HABER