Bilgi işlemeyi kontrol eden şirketler tarihin en güçlü işletmeleri olacak!

Scott Galloway’in paylaştığı makaleye göre; yapay zeka, Big Tech’in bilgisayar satan bir sektörden bilgi işlem satan bir sektöre dönüşümünü hızlandırıyor.

Bu, teknoloji şirketlerinin piyasa değeri sıralamasında lider konumda olmasına rağmen, enerjinin hala gelir kralı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Gelir açısından en büyük 10 firmanın altısı enerji sektöründen gelmekte ve sektör, diğerlerinden daha fazla gelir elde etmektedir.

Ancak, teknoloji her geçen yıl enerjiye daha fazla benzemeye başlıyor. Enerji işi, devasa yatırımlar gerektiren veri merkezlerine ve bilgi işlem kaynaklarına dayanırken, doğru hamleler yapıldığında benzersiz kazançlar sunar. Tüm enerji kaynaklarına yapılan yatırımların 2024’te toplam 2,8 trilyon doları bulması beklenirken, fosil yakıt şirketlerinin elde ettiği gelir ise 4 trilyon doları aşıyor.

Teknoloji devleri, bu yatırımların önemli bir kısmını üstleniyor.

Alphabet, Microsoft ve Amazon gibi şirketler, artan veri merkezi yatırımlarıyla enerji sektörünün devlerine kıyasla daha fazla sermaye harcıyorlar.

Teknoloji şirketleri, veri merkezlerini beslemek için enerji üretimi ve depolamaya milyarlarca dolar yatırım yapıyorlar.

Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak çevre dostu bir yaklaşım benimsemeye de başlıyorlar.

Ancak, bu yaklaşımın temelinde yatan şey, teknolojinin kendisi için daha fazla güç gerektiren yapay zeka gibi yeni enerji işlerine doğru evrilmesidir.

Yapay zeka, her geçen gün daha fazla işlem gücü gerektirirken, bu da daha fazla enerji tüketimine yol açıyor.

Büyük teknoloji şirketleri, artan enerji talebini karşılamak için yenilenebilir enerji projelerine büyük yatırımlar yapıyorlar.

Ancak, teknoloji ve enerji arasındaki bu yakınlaşma, teknoloji sektörünün bilgisayar satmaktan bilgi işlem araçları satmaya geçişini de yansıtıyor.

Teknoloji şirketleri, artan bilgi işlem gereksinimlerini karşılamak için veri merkezlerini inşa ediyor ve bu da onları enerji şirketlerine daha fazla benzemeye başlatıyor.

Bununla birlikte, bu durum, teknoloji şirketlerinin kapitalizmin kendi ağırlığı altında çökeceği anlamına gelmez.

Tam tersine, bu yakınlaşma, teknoloji şirketlerinin ekonomik yerçekimini daha da güçlendirebilir.

Ancak, bu sürecin ne kadar vahşi olacağı ve çevresel etkileri nasıl olacağı hala belirsizdir. Teknoloji ve enerji arasındaki bu yakınlaşma, insanlığın fiziğe yeni bir sayfa açtığı gibi, bilgi işlemin de yeni bir enerji biçimi eklediği bir döneme işaret ediyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ