Kadir İnanır’a yapılan ilk müdahale sonrası kritik 4.5 saat

Kadir İnanır’ın beyin damarlarında oluşan pıhtı nedeniyle yaşadığı inme olayı, sevenlerini derinden etkiledi. Doktorlar ilk müdahaleden itibaren geçen 4.5 saatin ise oldukça önemli olduğunu belirttiler.

Kadir İnanır’a yapılan ilk müdahale sonrası kritik 4.5 saat
Yayınlama: 27.03.2024
A+
A-

Beykoz konutunda sağlık sorunu yaşayarak Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yetiştirilen Kadir İnanır, beyin damarında oluşan pıhtı nedeniyle inme tehlikesi atlattı. Beyin damarlarındaki pıhtı hızla çözüldü. Yoğun bakım ünitesinde gözetim altında olan 74 yaşındaki değerli sanatçının hekimleri, bilincinin kontrollü bir biçimde geri kazandırılmasına çalışıldığını ve sağlık durumunun olumlu yönde ilerlediğini ifade etti. Nitekim, inme gibi nörolojik bir acil durumda ilk saatler hayati önem taşımaktadır.

“Müdahalede ilk 4.5 saat çok kritik!

Yeşilçam’ın deneyimli aktörü Kadir İnanır’ın yaşadığı sağlık sorunu, beyin damarlarında pıhtı oluşumu ve inme vakalarının önemini bir kez daha gündeme getirdi. Bu tür durumlarda izlenmesi gereken prosedürleri Nöroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, şu sözlerle ifade etti: “Damarlarda pıhtı atması en sık 50-70 yaş aralığında görülmekle birlikte, her yaşta görülebilir. Beyne pıhtı atması durumunda çeşitli bulgular görülür. Beyne pıhtı atması nörolojik acil bir durumdur. Müdahalede ilk 4.5 saat çok kritik.”

Rahatsızlığı hakkında bilgi verdi

Prof. Dr. Topçuoğlu, inme ve damar tıkanıklığı risk faktörlerini açıklarken, “Bunlardan ilki kalpten atılan pıhtılar diğeri ise damarlardan atılan pıhtılardır. Pıhtı oluşmasının pek çok nedeni var. Ateroskleroz (damar sertliği) damar duvarının kalınlaşması ve elastikiyetinin azalması ile deveran eden kanın damar cidarında toplanmasına neden olabilir. Oluşan darlıklar üzerinde plaklar meydana gelir. Bu plaklar da beyine pıhtı atılması ile sonuçlanabilir. Damar sertliği için risk altında olan tüm bireyler, beyin damarlarına pıhtı atılması için de risk altındadır.Kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği, diyabet hastalığı, sigara kullanımı ve elbette genetik yatkınlık varlığında ateroskleroz ve akabinde beyine pıhtı atılması görülebilir. Ancak damar sertliği olmadan da bazı kan hastalıklarında, kanın pıhtılaşma bozukluklarında, kanın pıhtılaşma eğiliminin arttığı gebelik ya da bazı kanser tiplerinde de damarlarda pıhtı oluşumu gözlenebilir.” şeklinde konuştu.

 Prof. Dr. Topçuoğlu, beyne pıhtı atılması halinde ortaya çıkabilecek tipik semptomları şu şekilde sıralıyor:

·   Vücudun bir tarafında, özellikle yüzde, kolda veya bacakta hissizlik ya da güç kaybı

·   Bilinçte bulanıklık, konuşma veya anlamada zorluk

·   Yürümede zorlanma, baş dönmesi, denge ve koordinasyon problemleri

·   Tek taraflı veya her iki tarafta görme kaybı

·   Ani ve şiddetli baş ağrısı

Beyin damarlarında pıhtı oluşumu, iki farklı sonuca yol açabilir. Prof. Dr. Topçuoğlu şunları vurguladı: “Bunlardan birincisi Geçici İskemik Atak (GİA) olarak adlandırdığımız kan akımının bir süreliğine kesilip sonra tekrar düzelmesi durumudur. Kişi dakikalar hatta saatler içinde düzelebilir. Burada kalıcı bir hasar beklenmez. GİA her zaman inme habercisidir, dikkate alınmalı ve tedaviye başlanmalıdır. İkinci klinik tablo ise inmedir. Damarın kalıcı olarak tıkanması nedeniyle beyinde kan akımının kesilmesi ve beyinde kanlanamayan alanda hücre kaybı ve kalıcı hasara neden olur.” 

Kritik saat uyarısı

Prof. Dr. Topçuoğlu, acil durum gerektiren inmenin tedavisiyle ilgili şu kritik detayları paylaştı: “İlk 4.5 saat çok kritiktir. Hasta semptomları başladıktan sonraki ilk 4.5 saatte en yakın sağlık kuruluşuna transfer edildiği taktirde, tedaviye mani bir durumu yoksa pıhtı eritici bir ilaçla pıhtı eritilerek kalıcı hasarsız ya da minimal hasarla tedavi edilme şansı vardır. Hastanın semptomlarının başlangıç saati bilinmiyorsa örneğin hasta uykuda inme geçirmiş ve sabah bu şekilde uyanmışsa ya da yalnız yaşıyor ve bir şekilde hastaya ulaşıldığında tedavi penceresi aşılmışsa ilaç uygulanamaz. Bu şartlarda oluşmuş hasarı düzeltebilecek bir tedavi yoktur.”

“Tansiyon,kolesterol ve kan şekeri kontrol altında olmalı”

Prof. Dr. Topçuoğlu, şöyle devam etti “Burada esas olan primer (birincil) koruma olmalıdır, yani hasta hiç inme geçirmeden önce koruyucu tedavi altına alınmalıdır. Tüm bireylerde tansiyon, kolesterol, kan şekeri kontrol altında olmalı, birey sağlık durumuna uygun beslenmelidir. Beyne pıhtı atmasının ana kaynakları olan kalp ve beyin damarları kontrolleri düzenli yapılmalıdır. Aynı şekilde boyun damarlarındaki darlık ve tıkanmalar titizlikle ele alınmaldır.”

En çok şah damarlarında pıhtı atma ile karşılaşıldığını söyleyen Prof. Dr. Topçuoğlu, “Darlıklar yüzde 70’in altında ise ilaçla medikal tedavi yapılır, beslenme tarzı değişiklikleri önerilir. Yüzde 70’in üstündeki darlıklarda ise damara girişim (anjioplasti, stent vb.) uygulanmalıdır. Her koşulda sigaradan uzak durulmalı ve Akdeniz tipi beslenme benimsenmelidir” dedi.

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.