“‘Gıdada Sürdürülebilirlik Endeksi’nde’ Türkiye 28’inci sırada”

Dünya’da ve Türkiye’de yaşanan gıda krizinin birden fazla sebebi olduğunu ve gıda krizine karşı tüm ülkelerin birlikte mücadele etmesinin önemine vurgu yapan,  Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir  değerlendirmelerde bulundu.

“‘Gıdada Sürdürülebilirlik Endeksi’nde’ Türkiye 28’inci sırada”
Yayınlama: 13.08.2024
Düzenleme: 14.08.2024 11:49
A+
A-

2019 yılının son aylarında başlayan pandemi süreciyle birlikte tarım ve gıda sektörünün öneminin daha da arttığını söyleyen Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ö. Abdullah Özdemir, ülkelerin tarımda daha korumacı tutumlar sergilemeye başladığını, gümrük vergisi değişiklikleri, ihracatın yasaklanması, kısıtlanması ya da kota getirilmesi gibi çeşitli uygulamalara gitmeye başladıklarını söyledi. Özdemir, “ Bu dönemde gıda milliyetçiliği, kendi kendine yeterlilik, gıda güvenilirliği, sürdürülebilir gıda, gıda israfı gibi kavramlar çok daha fazla gündeme gelmeye başladı. Gıda krizi de bu kavramlardan biridir” dedi.

900 milyon kişinin yetersiz beslenme sorunu yaşadığını vurgulayan Özdemir, “Şu an 8 milyar kişiye ulaşmış olan dünya nüfusunun yüzde 10’undan fazlası, yaklaşık 900 milyon kişi yetersiz beslenme sorunu yaşamaktadır. Dünyanın önde gelen kuruluşlarının oluşturduğu “Gıda Krizine Karşı Küresel Ağ (GNAFC)” kurumu tarafından hazırlanan ‘Küresel Gıda Krizi Raporu’na göre, 2023 yılında 59 ülke veya bölgede 282 milyon kişi, akut gıda güvensizliğiyle karşı karşıya kalmıştır. Yüksek düzeyde akut gıda güvensizliği yaşayan insan sayısı ise üst üste beş yıldır artmaktadır. Sonuç olarak bölgelerine göre farklılaşmakla birlikte dünya genelinde bir kriz olarak adlandırılabilecek durum olmasa da veriler o yönde gelişmektedir” diye konuştu.

Kuraklık, iklim değişikliği, savaşlar ve çatışmalar, gıda israfı, yanlış tarım politikaları, ekonomik sorunlar, tarımsal üretim maliyetleri, gıda paylaşımındaki eşitsizlik, gıda tedarik zincirindeki bozulmalar ve bilinçsiz gıda tüketimi, hazırlanan araştırma ve raporlarda gıda krizi yaratabilecek en önemli faktörler olduğunu belirten Özdemir,  Birleşmiş Milletler (BM) “2030 yılına kadar dünyadaki açlığa son verme” hedefi belirlemişti. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından açıklanan “Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu” raporunda bu hedefe ulaşılmaktan çok uzak olunduğu vurgulanmaktadır. Benzer şekilde, sürdürülebilir kalkınma, besin değeri yüksek ve yeterli gıdaya erişim, gıda güvenliği, iyi beslenme gibi alanlarda da önümüzdeki yıllarda hedeflenen seviyelere ulaşılamayacağını tahmin etmektedir” ifadesini kullandı.

The Economist tarafından yayınlanan ve gıda israfı, sürdürülebilir tarım ile beslenme zorlukları alt başlıklarından oluşan ‘Gıdada Sürdürülebilirlik Endeksi’nde’ Türkiye’nin 28’inci sırada yer aldığını kaydeden Özdemir, “Gıdada sürdürülebilirliğin sağlanmasının; gıdanın üretimi, işlenmesi, dağıtımı, sağlıklı tüketimi gibi temel unsurlarla birlikte, bu unsurlar ile yakın ilişki içerisinde olan çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri kapsayacak şekilde kurgulanmasından geçmektedir. Bu doğrultuda, sürdürülebilir gıda sistemleri özellikle güçlü bir üretim mekanizmasını temel alarak uzun vadeli bir yapı olarak oluşturulmalıdır” dedi.

BM Çevre Programı’nın (UNEP) “2024 Gıda İsrafı Endeksi Raporu’nda”, dünya genelinde 1,05 milyar ton gıdanın israf edildiği söyleyen Özdemir, Tüketicilerin kullanımına sunulan gıdanın yüzde 19’u genel olarak perakende, gıda hizmeti ve hane düzeyinde kaydedildiğini söyledi.

“Türkiye’de toplamda 7,7 milyon ton yiyecek çöpe atılıyor”

Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de her yıl kişi başına 93 kilogram, toplamda 7,7 milyon ton yiyeceğin çöpe atıldığını vurgulayan Özdemir, “Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) açıklamasına göre ise ülkemizde 14 milyon adet ekmek çöpe giderken, Türkiye 214 ülke arasında en fazla gıda israfının yaşandığı 15’inci ülkedir” dedi.

2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyar kişiye ve Türkiye nüfusunun 100 milyon kişiye dayanmasının beklendiğini dile getiren Özdemir, “Dolayısıyla ziyan edilecek tek bir lokma lüksümüz bulunmamaktadır. Üstelik son 20 yılda ülkemizde tarım alanları yaklaşık yüzde 10 azalırken, nüfusumuz yüzde 17 artmıştır. Gelecekte daha az tarım alanı ile daha fazla nüfusu beslemek zorunda kalabiliriz. Bunca emekle üretilen her bir gıdamızın değerini iyi bilmeli, şimdiden özellikle genç nesillerimizde bu bilinci yaygınlaştırmalıyız” dile getirdi.

 

Kaynak: MERYEM KARADAĞ/ÖZEL HABER

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.