Uzman psikolog tek tek anlattı: Anksiyete bozukluğu nedir, belirtileri nelerdir, nasıl tedavi edilir?

Uzman Psikolog İrem Micozkadıoğlu, ‘Anksiyete Bozukluğu’ hakkında açıklamalarda bulundu. Anksiyete nedir, belirtileri nelerdir, nasıl tedavi edilir? İşte cevapları…

Uzman psikolog tek tek anlattı: Anksiyete bozukluğu nedir, belirtileri nelerdir, nasıl tedavi edilir?
Yayınlama: 23.09.2024
Düzenleme: 23.09.2024 09:45
A+
A-

Adana Başkent Üniversite Hastanesi’nde görev yapan Uzman Psikolog İrem Micozkadıoğlu, çağın önemli psikolojik rahatsızlıklarından biri olan ‘Anksiyete Bozukluğu’ hakkında Referans Türk’e açıklamalarda bulundu.

Psikolog Micozkadıoğlu, kaygı bozukluğunun tedavi edilebilen bir sağlık sorunu olduğunun altını çizerek uyarılarda bulundu.

Anksiyete bozukluğunu kişinin sebepsiz olarak aniden endişe, huzursuzluk ve kaygı hissetme hali olarak tanımlayan Psikolog İrem Micozkadıoğlu, “Burada önemli nokta kişinin bu endişe halini gerçek bir sebep olmaksızın hissetmesidir. Anksiyete ya da kaygı bozukluğu olan kişiler devamlı endişe hissederler ve akıllarına olumsuz düşüncüleri kontrol etmekte güçlük çekerler, hatta kontrol edemezler” ifadelerini kullandı.

“Çevrelerindeki insanlar tarafından ‘evhamlı’ ya da ‘takıntılı’ olarak görülürler”

Anksiyete bozukluğunun belirtilerinin kişiden kişiye göre değiştiğini ifade eden Psikolog Micozkadıoğlu, “Kontrol edilemeyen endişe hali aslında hastalığın temel belirtisidir. Kişiler bu endişenin gereksiz ve anlamsız olduğunun mantık düzeyinde farkındadırlar, ancak bunu denetleyip bir türlü kendilerini sakinleştirmeyi beceremezler. Bu kişiler çevrelerindeki insanlar tarafından ‘evhamlı’ ya da ‘takıntılı’ olarak görünebilirler. Yorgunluk, uykuya dalmada güçlük, ani seslerden aşırı irkilme, tahammülsüzlük, baş ağrısı, kas ağrıları, yutma güçlüğü, titreme ve kaslarda seyirmeler, bulantı, sersemlik hissi, sıcak basması görülen belirtilerdendir.” dedi

“Yaygın anksiyete bozukluğu tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır”

Psikolog Micozkadıoğlu, yaygın anksiyete bozukluğunun tedavi edilebilen bir rahatsızlık olduğunu belirterek, ilaç ve terapilerin en etkili tedavi yöntemi olduğunu ifade etti. Micokadıoğlu tedavi sürecini şöyle anlattı:

“En çok uyguladığımız terapi tekniği “Bilişsel Davranışçı Terapi”dir. Burada danışanın uyku ile ilgili şikayetlerini rahatlatmak için uyku hijyeni çalışılır. Danışanın kaslarını rahatlatmak ve hissettiği gergin ruh durumunu düzeltebilmek için gevşeme ve nefes egzersizleri uygulamalı olarak öğretilir ve danışanın düzenli olarak uygulayıp uygulamadığına bakılır. Kafein kaygıyı artırdığı için danışanın kafein tüketimi sınırlandırılır. Danışan yoga, meditasyon gibi stres kontrolüne yardımcı olan aktivitelere yönlendirilir. Yine sosyal ilişkilerin güçlendirilmesi için teşvik edilir. Çünkü sosyalleşmek, kaliteli sosyalleşmek en iyi tedavi şeklidir. Yapılan görüşmelerde danışanın geçmişi olumlu değerlendirilmesi ve yine geleceğe olumlu bakabilmesi öğretilmeye çalışılır. Ayrıca ‘maruz bırakma tekniği’ yoluyla danışanın kaygılandığı durumla aşamalı olarak maruz bırakılarak kaygı ve korkuları ile yüzleşip kontrol altına alması öğretilir.”

“Sosyal medya anksiyete bozukluğunu etkileyebilir”

Sosyal medyanın kişiden kişiye değişlik göstererek anksiyete bozukluğunu tetikleyebileceğini söyleyen Uzman psikolog, “Sosyal medyada birçok durum ya da hal en mükemmel şekilde kişilere sunulmaktadır. Ancak hayat bu şekilde işlemez Bazı kişiler buralarda gördüğü hayatın gerçekliğine inanıp kendisini değersiz, yetersiz hissedebilir. Bu da anksiyete bozukluğunu direkt ya da dolaylı olarak etkileyebilir.” ifadelerini kullandı.

“Hayat kalitesini olumsuz yönde etkiliyor”

Anksiyete bozukluğunun tedavisinin zamanında fark edilip tedavi edilememesi durumunda kişilerde oluşabilecek tahribatı anlatan Micokadıoğlu, “Kaygı bozukluğu tedavi edilemediğinde direnç geliştirmektedir ve kalıcı hale gelebilmektedir. Bu da hayat kalitesini olumsuz etkiler. Benim daha önce bu tip çalıştığım danışanlarım oldu. Bunlardan biri anksiyeteye bağlı yutma güçlüğü yaşamaktaydı. Zaman içerisinde ilaç tedavisi ve terapi ile danışan kaygısını kontrol altına alabilmeyi başardı ve yaşamını kaygısını kontrol edebilir bir şekilde sürdürmeyi öğrendi.” dedi.

Kaynak: FATMA ÜZER/ÖZEL HABER

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.