JPMorgan’a göre uzun vadeli yatırımın ipuçları

Yatırımcılar için, özellikle de yeni başlayan yatırımcılar için en önemli soru hangi vadede yatırım yapacaklarıdır. Bu soru, karakter özelliklerinden yatırım yapılan döneme ve seçilen yatırım araçlarına kadar birçok değişkenle ilişkili olabilir.

Genellikle daha riskli olarak kabul edilen kısa vadeli yatırım, özellikle yatırım serüvenine yeni başlayanlar için pek tavsiye edilmez. Ancak bu, uzun vadeli yatırımın kolay bir yolculuk olduğu anlamına da gelmez. Bu noktada, JPMorgan stratejisti Jan Loeys’un, uzun vadeli yatırım yapmak isteyen yatırımcılara verdiği bazı anlamlı tavsiyelere göz atmak yerinde olabilir.

Farklı bir zihniyet

Insider’dan Filip de Mott’un haberine göre, JPMorgan’dan Jan Loeys, her yatırımda olduğu gibi, uzun vadeli bir stratejinin hedefi de, risk üzerinden en iyi getiriyi elde etmek olmalıdır ancak olumlu bir sonuç elde etmek için yeni yatırımcıların kısa vadeli yatırımlara kıyasla oldukça farklı bir zihniyete sahip olmaları gerektiğini söylüyor.

Loeys, “Getiri beklentilerinizde yanılma ihtimali ve büyüklüğü anlamına gelen uzun vadeli portföy riskinin, kısa vadeli fiyat oynaklığından farklı ve çok daha düşük olduğunu öğrendim” diyor. Loeys, “Bunun nedeni, bir varlık sınıfı için ödediğiniz fiyatı bilmenin, onun gelecekteki uzun vadeli getirisini ölçmek için size açık bir avantaj sağlaması ve dolayısıyla portföyünüzün nihai değeri konusunda hayal kırıklığı riskini azaltmasıdır” diye ekliyor.

İşte Loeys’in uzun bir zaman çizelgesi üzerinde yatırım yapmaya para ve zaman ayıranlar için verdiği önemli tavsiyeler…

Yatırımlarınızı basit tutun

Uzun vadeli bir portföy oluştururken yatırımcılar, kendilerini iki farklı fonla sınırlandırmalı ve riskin öngörülmesinin kolay olduğu, ücretlerin düşük ve likiditenin yüksek olduğu fonlara odaklanmalıdır.

Loeys, örneğin, küresel bir hisse senedi fonu ve yatırımcının kendi para birimi cinsinden korunan geniş bir kredi fonunun, yaşlılık için yatırım yaparken en iyi başlangıç stratejisini sağlaması gerektiğini söylüyor. Loeys, bunun, yatırımcıların giriş-çıkış işlemlerini sınırladığı ve birkaç stratejik yatırım aracına aşırı ağırlık verdikleri sürece geçerli olduğunun altını çiziyor.

Riskinizi yatırım ufkunuza göre belirleyin

Uzun vadeli yatırımın en büyük riski, parayı düşük getirili bir varlığa yatırmaktır. Bu nedenle yatırımcıların daha büyük getiri karşılığında daha fazla risk alması gerekir.

Genç yatırımcılar hisse senetleri gibi yüksek getirili varlıklara daha fazla odaklanmalı ve genellikle daha güvenli, düşük getirili varlıklardan uzak durmalıdır. Kısa vadeli dalgalanmalar yatırım kararlarında rol oynamamalı ve yatırımcıların fiyat düşüşlerine karşı sabırlı olmaları gerekir.

Loeys, “Çok paranız varsa ve birikim ya da servetinizdeki önemli düşüşleri karşılayabiliyorsanız, o zaman öncelikle hisse senetlerinde olmalı ve tahvillerle çok fazla uğraşmamalısınız. Yani 80/20 veya 90/10 oranını tercih edebilirsiniz. Yatırım ufku görece kısa olan tecrübeli yatırımcılar için ise durumun bunun tam tersi olması gerekir” diyor.

Makroekonomik değişiklikleri yakından takip edin

Makroekonomik temeller, varlıkların uzun vadede nereye gideceğini belirleyen önemli faktörler gibi görünebilir ancak bunların fiyatlarla olan korelasyonu kısa vadede sınırlı olma eğilimindedir.

Bununla birlikte yatırımcıların, yatırımlarını etkileyebilecek büyük küresel geçişlere açık olmaları gerekiyor. Gelecek için bu, küreselleşmeyi, doların ortadan kaldırılmasını ve yapısal olarak daha yüksek faiz oranlarını içerebilir. Eğer böyle bir ‘rejim değişikliği’ yaklaşıyor gibi görünüyorsa, yatırımcılar bu durum açıkça ortaya çıkmadan ve fiyatlanmadan önce hızlı bir şekilde harekete geçmelidir.

Tematik yatırımlardan uzak durun

Loeys, uzun vadeli yatırımcıların tematik yatırımlardan uzak durması gerektiğinin altını çiziyor ve şöyle diyor: “Dijitalleşme, fintech ve gelişen pazar tüketicileri gibi trendlere dayalı tematik yatırımlardan kaçının. Bunlar daha geniş pazarda kötü performans gösterme eğilimindedir. Henüz fikir birliğine varılmamış ve yalnızca ciddi bir risk olarak değerlendirilebilecek bir tema yerine, tamamlanmış bir temayla başlamak en doğrusudur” diye yazıyor.

İşletme ve altyapı kredileri gibi alternatiflerin de cazip olabileceğini belirten Loeys, ancak bunların tipik tahvil ve hisse senetlerinden çok da farklı olmadığını ekliyor.