Categories: Ekonomi

Türkiye akuakültürde Avrupa’nın zirvesine emin adımlarla ilerliyor

Prof. Dr. Memiş, yaptığı açıklamada, akuakültürün Türkiye’de 1970’lerde başladığını, mevcut su kaynaklarının kullanılıp ekonomiye kazandırılması ve istihdam sağlamasının amaçlandığını söyledi.

Bu kapsamda mühendis yetiştirmek için üniversitelerde su ürünleri fakültelerinin kurulduğunu belirten Memiş, mühendislerin yetişmesiyle beraber sektörde yatırımların hızlandığını, böylece Türkiye akuakültür alanında söz sahibi olmaya başladığını anlattı.

Prof. Dr. Memiş, doğal ortamda azalan stokların yetiştiriciliğin artışına neden olduğunun altını çizerek, “Türkiye’de akuakültür yapan 2 bin 382 işletme var. Bunun 553’ü deniz balıkları, kalanı ise iç su tesisleridir. Türkiye’nin akuakültür yoluyla üretim miktarı senelik 500 bin tonu aşmış durumda. Global olarak akuakültür yoluyla balık üretiminde Çin, Norveç ve Şili ilk üçte yer alırken, Türkiye 8. sırada yer almıştır. Ülkemiz, Avrupa’da lider olma pozisyonunda.” diye konuştu.

Türkiye’nin akuakültür ile çipura, levrek ve alabalık ürettiğini dile getiren Memiş, “Bu balıklarda birinci pazarımız Avrupa ve 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Türkiye akuakültür alanında dünyada yerini aldı. Çünkü doğal stoklar azaldığından, avcılıktan balık gelmiyor. Bunun için kontrollü şartlar altında balık yetiştirip yine insanımıza bu önemli gıdayı sunmak zorundayız.” ifadelerini kullandı.

“Akuakültürde üretim kontrollü şartlarda yapılıyor”

Prof. Dr. Memiş, akuakültürün bilimden en çok yararlanan alan olduğuna dikkati çekerek, bununla üretimin sağlıklı bir ekosistemde gerçekleştirildiğini kaydetti.

Akuakültürün temiz sularda yapılmak zorunda olduğunu vurgulayan Memiş, şöyle devam etti:

“Su kalitesindeki herhangi bir değişiklik üretimi negatif yönde etkiliyor. Bunun yaşanmaması için işletmeler temiz alanlarda üretim yapmak zorundalar. Türkiye bu açıdan riskli değil, üretimlerimiz temiz alanlarda yapılıyor. Türkiye’de akuakültür üretimi Karadeniz, Ege Denizi’nde Çanakkale’den aşağıda, Ege Denizi’nde İzmir, Muğla, Akdeniz’de Antalya ve İskenderun Körfezi’nde yapılıyor. Akuakültürde bütün üretim kontrollü şartlarda yapılıyor, istediğimiz zaman ürün alıyoruz. Tabii ki denizlerimizin ve iç sularımızın kalitesinin de üretim hedefleriyle birlikte yönetilmesi gerekiyor. Çünkü başarı ancak bu şekilde yakalanabilir ve sürdürülebilir. Hızlı büyümeyi sürdürebilmek hedeflenen başarıyı yakalamak için İstanbul Üniversitesi de üzerine düşeni yaparak Su Bilimleri Fakültesi kurmuş ve bu konuda uzman yetiştirmek maksadıyla su bilimleri ve mühendislerini mezun etmeye başlamıştır.”

Türkiye’nin turizm ülkesi olduğunu, deniz kıyılarına gelen turistlerin birinci tercihinin balık olduğunu kaydeden Memiş, bunun için bunun mutlaka üretim yapılması gerektiğini ifade etti.

“RAS, akuaponik ve IMTA sistemleri Türkiye’de de yapılmaya başlandı”

Prof. Dr. Memiş, doğal ortamda azalan balıkların akuakültür yöntemiyle elde edilebildiğini, bu sayede her mevsim balığa her yerde ulaşılabildiğini aktardı.

Su ürünleri yetiştiriciliği yaparken suyun kesinlikle temiz olması gerektiğini vurgulayan Memiş, “Su kalitesinde bozulma yaşanması ihracatımızı ve iç piyasadaki balık varlığını düşürebilir. Bu nedenle sularımızı ve su ürünleri üretim alanlarımızı korumak zorundayız.” dedi.

Prof. Dr. Memiş, bunun için çevre dostu, suyu koruyan sistemlerin geliştirilmesinin önemli olduğunun altını çizerek, “Bu kapsamda RAS, akuaponik ve IMTA gibi sistemler konuşulmaya başlandı. Bu sistemler çevre dostu ve yenilikçi akuakültür sistemleridir ve gelecek için oldukça önemlidir. Bu tip ekosistemi bütünüyle ele alan bilimsel çalışmalar dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yapılmaya başlandı.” diye konuştu.

Prof. Dr. Memiş, Türkiye’de birçok balık türünün neslinin tükenme tehlikesi yaşandığını, kırmızı listedeki balıkların neslinin devamı için de akuakültürü kullandıklarını söyledi.

Türkiye için ekonomik değeri olan nesli tehlike altında olan türlere endemik alabalık ve mersin balığının örnek verilebileceğine değinen Memiş, bu balıkları akuakültür yoluyla ürettiklerini bildirdi.

Akuakültürün hedeflerini gerçekleştirmek için suyun ve ekosistemin yönetimini iyi bilen mühendislere ihtiyaç olduğunun altını çizen Memiş, İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesinin bu anlamda donanımlı mühendisler yetiştirdiğini ve sektörün gelecek hedeflerini karşılayabileceklerini ifade etti.

Prof. Dr. Memiş, mühendislerin çalışabilmesi için sektörün biraz daha adım atmasının önemli olduğunu kaydederek, öğrencilerin sahada çalışma olanaklarının arttırılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: ANADOLU AJANSI

Aslıhan Eker

Recent Posts

New York borsası düşüşle kapandı

New York borsası, jeopolitik risklerin artmasıyla günü düşüşle tamamladı.

2 saat ago

Kayseri’de hırsızlıktan 55 suç kaydı bulunan 2 şahıs yakalandı

Kayseri'de polis ekipleri tarafından yapılan çalışmalarda ‘hırsızlık' suçundan ayrı ayrı 25 ve 30 suç kaydı…

2 saat ago

Birleşmiş Milletler’den acil ateşkes çağrısı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Orta Doğu'da çatışmanın genişletilmesini kınadı, acil ateşkes çağrısında…

2 saat ago

Mersin Devlet Opera ve Balesi, yeni sanat sezonunu açtı

Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB) 2024-2025 sanat sezonuna açılış konseriyle başladı.

2 saat ago

ŞOK 2-8 Ekim 2024 aktüel ürünler kataloğu yayınlandı! 10 kg toz deterjan 239 TL, tuvalet kağıdı 109 TL’ye düştü: İndirim yağmuru başladı

ŞOK 2 Ekim 2024 aktüel ürünler kataloğu yayınlandı! Bu hafta ŞOK markette kapış kapış gidecek…

3 saat ago

Bakan Tunç: Narin’in katilleri, TCK’daki en ağır cezaya çarptırılacak

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Narin Güran cinayeti hakkında, “Bütün deliller, cumhuriyet savcılarımız tarafından etkin bir…

3 saat ago