“Toprağın nüfus kağıdı çıkarılmalı”

İklim değişikliği ile birlikte su yönetimi ve damlama sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasını söyleyen Aktaş, kuraklıkla başa çıkmak için su kaynaklarının etkin kullanımı ve su tasarrufunu sağlayan yöntemlerin uygulanması gerektiğini söyledi. Aktaş, “Yeşil dönüşümde çok önemli bir konu karbon ayak ve su ayak izi gibi konuları da ön plana çıkarmamız lazım. Çevreye az zarar verecek yeşil enerjiyi tercih etmeliyiz. Tarımsal alanlarda yenilebilir enerjiyi kullanmalıyız. Güneş ve Rüzgar enerjileri üretmeliyiz. Diğer bir konu ise Mersin’in yüzde 55 orman bu orman alanlarını korumamız lazım. Çünkü aşırı meteorolojik bileşkenler ani yağışlara karşı bunlarla mücadele de ormanlar çok önemli bir yere sahip. Ormanlarla ilgili daha kesin yasalar oluşturulmalı. Küresel iklim değişikli ile birlikte özellikle doğamızı ve çevremizi korumamız lazım. Aşırı yapılaşmaya ve kent için betonlaşmaya tarım alanlarının tarım dışı alanların da kullanılmasını engellememiz lazım. Doğamızı koruyacağız çünkü koruduğumuz zaman ilkim değişikliğinden daha az etkileniyorsunuz. Ne yazık ki bölgede çok baraj yok olanlarda etkin bir şekilde kullanılmıyor. Bazı göletler kullanılamıyor, çünkü sağlıklı fiziki bir çalışma yapılmıyor. Uzmanlar tarafından o bölge de gölet in olup olmamasına karar verilmesi lazım” ifadesini kullandı. Türkiye’de temel problemin tarım verilerinin nitelikli olmamasından kaynaklandığını dile getiren Aktaş, “Biz su kaynaklarını tam olarak bilmiyoruz. Sulama sayısını ve sulama miktarlarını. Veri noktasında Türkiye’nin sıkıntılı olması, Türkiye’nin iklim değişikliği ile ilgili similasyon veya gelecekle ilgili oluşturacak modellerde ciddi sıkıntı yaratacaktır. Kuraklıkla mücadele sadece kamunun işi değil. Kamuya destek olacak yerel yönetimlerin, sivil toplumların da işi olduğunu söyleyebiliriz. İklim değişikliği ile topyekûn bir mücadele yapılması lazım” dedi.

Kaynak: MÜJDE DEMİR/ÖZEL HABER