Stres, sinir sıkışmasını tetikleyebilir!

İnanır, sinir sıkışması konusunda yaptığı açıklamada, genetik yatkınlık, ağır yük kaldırma, duruş bozuklukları, aşırı kilo, bilgisayar başında fazla zaman geçirme gibi faktörlerin sinir sıkışmasına neden olabileceğini belirtti. İnanır, stres dışında kemik çıkıntıları, tiroid hastalıkları, yaralanma, romatoid artrit, tekrarlayan stres, uzun süre yatma, gebelik, hobiler veya spor aktiviteleri ve obezitenin de sinir sıkışması riskini artırabileceğini ifade etti.

Sinir sıkışmasının vücudun farklı bölgelerinde farklı belirtilerle ortaya çıkabildiğini aktaran İnanır, en sık görülen belirtiler arasında uyuşukluk, ağrı, his kaybı ve karıncalanmanın yer aldığını, özellikle ellerde ve ayaklardaki sinir sıkışmasının; hareket kısıtlılığına yol açabildiğini, hapşırma ve öksürme sonrası da omurilikte sinir sıkışmaları belirtileri görülebildiğini aktardı.

Sinir sıkışmasının her yaş grubunda görülebileceğini ve sinirin kısa süreli sıkışmalarında kalıcı bir hasar oluşmayabileceğini dile getiren İnanır, ancak basınç devam ederse kronik ağrı ve kalıcı sinir hasarı riski bulunduğunu ve bazen ameliyatın gerekebileceğini vurguladı.

Sinir sıkışmasını önlemek için ergonomik bir iş ortamı sağlanması, doğru duruş teknikleri kullanılması ve düzenli egzersiz yapılmasının önem taşıdığını anlatan İnanır, “Ergonomik mouse ve klavye kullanımı, bilgisayar monitörünün göz seviyesine getirilmesi gibi önlemler el ve bileklerdeki basıncı azaltabilir. Uzun süreli yanlış duruşlardan kaçınmak, yastık ve sandalye ayarları ile duruşu desteklemek de önerilen önlemler arasında.” dedi.

İnanır, masaj ve fizik tedavi yöntemlerinin, nazik germe egzersizlerinin ve sıcak-soğuk kompreslerin de rahatlama sağlayabileceğini ifade etti. Atel kullanımı ve yaşam tarzı değişiklikleri de tedavi sürecinde önemli rol oynuyor. Yüzme, yürüyüş gibi düşük etkili egzersizlerin ve kilo kontrolünün sinir sıkışmalarının önlenmesinde etkili olduğunu da biliniyor.

Kaynak: ZİYA İPEK/ÖZEL HABER