Çin: Dünyadaki nükleer risklerin ana kaynağı ABD

İddiayı New York Times gazetesi gündeme getirdi. Gazete haberinde, Biden yönetiminin mart ayında ABD’nin nükleer caydırıcılık stratejisini, özellikle Çin’in yükselen nükleer kapasitesine karşı daha da güçlendirmeye yönelik bir karar aldığı belirtildi. Beyaz Saray’ın bu kararı henüz resmi olarak açıklamadığına dikkat çekilirken, “Nükleer Görevlendirme Kılavuzu” adlı stratejide, Çin başta olmak üzere Rusya ve Kuzey Kore ile olası nükleer çatışmalara karşı daha kapsamlı planlar olduğu ifade edildi.

Çin’den sert tepki

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, bu iddialara sert tepki gösterdi. Mao, ABD’nin son yıllarda Çin’i “nükleer tehdit” olarak göstererek, nükleer silahsızlanma yükümlülüklerinden kaçındığını ve nükleer cephaneliğini genişletmek için bahane aradığını savundu. Sözcü, dünyadaki nükleer risklerin başlıca kaynağının ABD olduğunu belirterek, Çin’in ise nükleer silahları “ilk kullanan olmama” politikası doğrultusunda tuttuğunu ve silahlanma yarışına girmek istemediğini vurguladı.

Washington vazgeçmeli

Mao, ABD’nin dünyanın en büyük nükleer cephaneliğine sahip olduğunu ve “ilk kullanan olmaya” dayalı bir nükleer caydırıcılık politikası izlediğini hatırlatarak, Washington yönetimini nükleer silahlarını azaltmaya ve silahsızlanma konusunda daha fazla adım atmaya çağırdı. Sözcü, ABD’nin nükleer paylaşım, caydırıcılığı yayma gibi küresel barışı tehdit eden politikalarından vazgeçmesi gerektiğini ifade etti.

Bu gelişme, ABD ve Çin arasındaki zaten gergin olan ilişkileri daha da karmaşıklaştırabilir ve küresel güvenliği tehdit edebilir. Uzmanlar, iki ülke arasındaki rekabetin nükleer alana sıçraması durumunda ciddi sonuçlar doğabileceği konusunda uyarıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ