Antidepresanları bırakmak sanıldığı kadar zor değil!

Lancet Psikiyatri dergisinde yayınlanan büyük bir çalışma, antidepresanları bırakmanın daha önce korkulduğu kadar riskli olmadığını, yalnızca altı hastadan birinin yoksunluk belirtileri yaşadığını öne sürüyor.

Araştırma sonuçlarına göre, antidepresan kullananların yalnızca yüzde 15’inin doğrudan hapları bırakmanın neden olduğu bir veya daha fazla şikayet yaşadığını ortaya çıkardı. Yayınlanan sonuçlara göre yalnızca yüzde 2 ila yüzde 3 oranında ciddi semptomlar görülüyor.

Önceki araştırmalar, hastaların yüzde 56’sının yoksunluk belirtileri yaşayabileceğini öne sürmüştü, ancak uzmanlar bu rakamın sağlam olmadığını söylüyor.

Antidepresanların kesilmesi sonrası görülen yaygın yan etkiler

En sık bildirilen durumlar baş dönmesi, baş ağrısı, mide bulantısı, uykusuzluk ve sinirliliktir. Tedaviyi bırakma semptomları genellikle birkaç gün içinde ortaya çıkar ve yeni çalışma, bunların 1,5 ila 196 gün sürdüğünü buldu.

Almanya’daki araştırmacılar, 79 parçalık araştırmaya katılan 21 bin hastanın verilerini içeren çalışma için bir dizi antidepresanı inceledi.

Dahil edilenlerin neredeyse dörtte üçü (yüzde 72) kadındı ve ortalama yaş 45’ti.

İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi-NHS ve Kraliyet Psikiyatristler Koleji, doktorlara, riski azaltmak amacıyla antidepresan dozlarının yavaş yavaş azaltılacağı bir plan geliştirmeleri için hastalarla birlikte çalışmalarını tavsiye ediyor.

Araştırmanın yazarlarından Charite – Universitatsmedizin Berlin’den Dr. Jonathan Henssler şunları söyledi:

“Antidepresanların, depresif bozukluk yaşayan birçok insanda tek başına veya psikoterapi gibi diğer tedavilerle birlikte etkili olabileceğine dair güçlü kanıtlar var. Ancak herkeste işe yaramıyorlar ve bazı hastalarda hoş olmayan yan etkiler görülebiliyor. Antidepresanların yardımıyla iyileşen hastalarda, doktorların ve hastaların kararı, bunların zamanında durdurulması yönünde olabilir. Bu nedenle, hem doktorların hem de hastaların, hastalar antidepresan almayı bıraktıklarında neler olabileceğine dair doğru, kanıta dayalı bir resme sahip olmaları önemlidir.”

Kaynak: MUSTAFA BAYGIN/ÖZEL HABER